Bizimle iletişime geçin

Haberler

Podcast endüstrisinin 2022 karnesi

Podcasting 2022 yılında nasıl bir performans sergiledi? Rıfat Özcan, NewsLab Turkey’de yayınlanan yazısında, 2022’nin fotoğrafını çekiyor.

Yayınlanma tarihi

on

İlk podcast kaydı 2000’lerin başında bir otel odasında gerçekleştirildi. Adam Curry kaydın gerçekleştirildiği otel odasından çıktığı günden beri podcastin patlaması bekleniyor. Patlamak derken, 72 buçuk milletten insanın (!) gece gündüz podcastle yatıp kalkmasından bahsetmiyorum elbette. Ama en azından fahri mecralarda görsel-işitsel içeriklerle rekabet edebilmesini kastediyorum. Beklenen patlama tam anlamıyla gerçekleşmedi ve podcast kendinden emin adımlarla istikrarlı bir şekilde yükselmeye devam etti. 2022 yılı ise görsel-işitsel ve ses odaklı içeriklerin rekabetinin gözle görülür şekilde kızıştığı yıl oldu.

Gelin, bu meseleyi biraz istatistik, biraz da mevcut gözlem ve gelişmelerle enine boyuna tartışalım.

Spotify, Twitter, YouTube… Bu koca şirketlerin ürün ekipleri ilk kaydın yapıldığı otel odasını mı ziyaret etti, yoksa podcast mecrasının gelir elde edilebilecek bir potansiyeli olduğunu mu keşfetti, tam olarak bilemiyorum! Son senelerdeki yatırımlarını göz önüne alırsak kârlılık odaklı bir perspektifleri olduğunu söylemek mümkün. Spotify son üç yılda podcaste iki milyar dolara yakın yatırım yaptı. Twitter, sesli sohbet odası Spaces’a ek olarak podcast sekmesinin testlerine başladı. YouTube ise podcast üreticileri için gelir modelleri üzerine çalıştığını açıkladı. Müziği hariç tutarak, ses odaklı içeriklere daha geniş bir çerçeveden bakıldığında da sesli kitapların, canlı sohbet odalarının yükselişte olduğu görülüyor. Tabii bu gelişmelerin, bir patlamanın yansıması olduğunu söylemek için daha fazla bulguya ihtiyaç var. Ama ses ekosisteminin geldiği aşama, patlamaya ramak kalmış gibi bir hissiyat oluşturuyor. Fitilin patlamaya ulaşacağı noktanın ise gelir üzerinden gerçekleşeceğini düşünüyorum. Buna dair bulgular, Spotify’ın 2022 üçüncü çeyrek raporunda gözlemlenebiliyor. Raporda, Spotify’ın toplam gelirlerinin düşüşte olduğu, podcast reklam gelirlerinin yükselişte olduğu saptanıyor. Diğer taraftan tüm dünyadaki veriler podcast reklamcılık gelirlerinin önümüzdeki yıllarda artacağını gösteriyor.

ABD’de 2019 yılında 708 milyon dolar olan podcast reklam pazarının 2024 yılında 4 milyar dolara ulaşması beklenirken, aynı yıllar içinde MENA’da ses pazarının 200 milyon dolardan 500 milyon dolara yükseleceği tahmin ediliyor. Avrupa’da ise 2019 yılında 38.6 Milyon Euro olan podcast reklam pazarının 2023 yılında 217 milyon Euro’ya ulaşılacağı hesaplanıyor.

Podcast içerik üretiminde ise patlama çoktan gerçekleşti. Güncel olarak, Spotify‘da 4.7 milyon, Apple‘da ise 2.5 milyon podcaste erişim sağlanabiliyor. Benzer bir patlama dinleyici sayılarındaki artışta da görülüyor. Örneğin, ABD’de 162 milyon vatandaş en az bir kere podcast dinlediğini söylüyor. Avrupa’daki 13-39 yaş aralığındaki genç dinleyicilerin yüzde 64’ü podcast dinliyor. Kuzey Afrika ve Orta Doğu’da da nüfusun ciddi bir kısmı podcast dinleyicisi olduğunu belirtiyor.

2022 yılı itibariyle 14 milyar dolarlık bir pazar değeri olan podcast mecrasının, 464 milyonu aşkın dinleyicisi bulunuyor. Dinleyici sayısının 2024’te 500 milyonu aşması bekleniyor. 2027’de dinleyici sayısı için beklenti ise 866.5 milyon. Böylece 2019 yılında globalde 274 milyon olan dinleyici sayısı 8 yıl içinde üç kattan daha fazla artmış olacak. Artması öngörülen kullanıcı sayıları, podcaste yatırım yapanların karşılıklarını alacağının sinyalini veriyor. Çünkü her bir eşsiz kullanıcı, hem platformlar, hem hosting firmaları, hem içerik üreticiler, hem de bağlı sektörlerde faaliyet gösteren kişiler ve kurumlar için gelir kaynağı demek. Şimdilik, işin asıl üstlenicisi konumundaki içerik üreticileri, bu gelirden çok küçük bir pay alıyor. Zamanla bu sorunun aşılacağını tahmin ediyorum ki, YouTube’un podcast üreticileri için gelir modelleri çalışması da buna işaret ediyor. Tabii içerik üreticiler ne kadar kazanacak, platformlar aracılığıyla finansal sürdürülebilirliklerini teminat altına alabilecekler mi, bu tam bir muamma. Ancak bugüne kadar yaşadığımız dijital medya deneyiminden, podcast üreticileri için geliştirilen gelir modellerinin, platformların lehine olacağı çıkarımını yapmak da zor değil.

Bu içgörülerle birlikte, ses odaklı ekosistemin her yıl yüzde 31.5 oranında büyümesi ve pazar büyüklüğünün 2030’a kadar 150 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Projeksiyondaki lineer artış ivmesine bakıldığında, ses odaklı içeriklerin patlamayacağını düşünüyor olabilirsiniz.

Peki, mevcut veriler ışığında aslında patlamanın bizatihi kendisine tanık oluyorsak ve büyüme trendinin durağanlaştığı sürece girdiysek?

Veriler ne söylüyor?

We Are Social ve Hootsuite’in her sene gerçekleştirdiği dijital medya araştırmasının bulgularına göre; dünyada 16-64 yaş arası internet kullanıcılarının yüzde 21,3’ü günde ortalama 61 dakika podcast dinliyor. Dahası, artık sesli kitap ve podcast dinleyenlerin toplamı, müzik dinleyenlerden fazla. Sosyolojik olarak bu rekabet üzerine ayrıca kafa yorulması gerektiği kanısındayım.

Aynı araştırmanın bulgularına göre kadınlar, birçok yaş grubunda erkeklerden daha fazla podcast dinliyor. SXM Media ve Edison Research’ün yürüttüğü araştırma da, We Are Social ve Hootsuite’in bulgularını destekliyor. Araştırmada ABD’de son beş yılda kadın podcast dinleyici sayısının yüzde 67 oranında arttığı tespit edilmiş.

We Are Social ve Hootsuite’in yürüttüğü araştırmada Türkiye’de 16-64 yaş aralığındaki internet kullanıcılarının yüzde 16.5’inin her hafta podcast dinlediği aktarılıyor.

Dünyada haftalık olarak en fazla podcast tüketen ülke ise Brezilya.

2022 yılında podcast yatırımları

YouTube yılın başında podcast stratejisini açıklamıştı ve yakın zamanda da podcast üreticileri için 67 sayfalık bir el kitapçığı yayınladı. Kitapçık YouTube’da podcast yayınlanması için gerekli ipuçlarını içeriyor ve video destekli podcast yayınları (videocast) için kapı aralıyor. YouTube gibi bir dijital medya devinin ses odaklı içerik formatlarına yaptığı yatırım, podcastin varoluşu ve işlevselliği için önemli bir yer tutuyor. Çünkü görünen o ki, artık podcast, ses odaklı bir içerik formatı olmaktan çıkıp görsel olarak da hizmet edebilecek bir formata dönüşüyor. Felsefesi dönüşmeye başlayan podcast, tam olarak nasıl bir ihtiyaç sonucunda videoya yakınsıyor ve etkileri ne olacak zamanla ortaya çıkacak. Ancak YouTube’un bu yatırımının videocast içeriklerin sayısını artıracağı kanaatindeyim. Spotify’ın da globale videocast formatını açtığını da ekleyelim.

2022’de bazı önemli podcast yatırımları şunlardı:

  • Sesli içerik formatlarında gelir modelleri üzerine çalışan Fransız şirket Audion 6 milyon euro yatırım aldı.
  • Podcast istatistikleri hakkında çözümler sunan Almanya merkezli Voxalyze 1 milyon euro yatırım aldı.
  • Vietnam merkezli bir ses platformu olan Fonos 1.8 milyon dolar yatırım aldı.
  • Türkiye’de faaliyet gösteren podcast yapım şirketi Podbee, 2022’nin nisan ayında 20 milyon TL değerleme ile yatırım alırken, yazının yayınlandığı bugün köprü yatırım turunda 3.5 milyon dolar üzerinden ikinci yatırımını aldı.
  • Podcast medya şirketi Audio Up son yatırım turunda 10 milyon dolar yatırım aldı.

Bir yenilik: Podcast yatırım şirketi

Daha da heyecan verici olan ise sadece podcast dikeyinde yatırım yapan bir şirket var artık dünyada. 2022 yılının nisan ayında kurulan şirket dünya çapında şu ana kadar üç podcast şirketine yatırım yaptı.

İsveç merkezli yatırım şirketi PodX; İngiltere’de Goldhawk Productions, Fransa’da podcast stüdyosu Nouvelle Ecoutes ve Arjantin’de Posta adlı podcast yapım şirketine yatırımlar yaptı. Her üç şirketin de çoğunluk hissesini alarak bu yılı kapatıyorlar.

Görüldüğü üzere dünyanın birçok bölgesinde podcast ekosisteminin farklı alanlarına yatırım yapılıyor. Podcast alanında prodüksiyon şirketleri, ses ekosisteminde gelir modellerine ve analiz yöntemlerine odaklanan teknolojik girişimler gibi birçok alanda podcast sektörü yatırım almakta.

Radyo mu, radyo gibi mi, yeni bir araç mı, yoksa

Podcast, artık bütün coğrafyalarda tüketilen bir içerik formatı. Ekran rekabetinin dışında yer alması da onu farklı bir yere koyuyor. Hesaplamalar 2030’a kadar ekosistemin daha da büyüyeceğini söylüyor. Zamanla aktör sayısı artacak, markalar ekosisteme dahil olup sektörleşmeyi ve gelir elde etme imkânlarını artıracak. Bu alandaki araştırmalar yoğunlaşacak, akademik ilgi günbegün yükselecek.

Ancak, podcast yalnızca bir ürün değil. Her ne kadar akademik araştırmalar ve ekosistem bir ürün olarak değerlendirse de, adem-i merkeziyetçi ve açık kaynaklı dağıtım mekanizması, kendinden önceki araçları iyileştiren ve aynı zamanda bir arada barındıran (remediation) formatı, tiyatro, performatif sanatlar, tasarım ve internet kültüründen beslenen içerik üretim yöntemleriyle podcast, konvansiyoneli yeniden formülize eden bir sesli kültür.

Bu kültürün kayıt altında tutulmasını kolaylaştıran ise tarih yazıcılığı olarak da düşünülebilecek devasa sesli kütüphaneler. Dolayısıyla, podcaste biraz da bu perspektifle yaklaşmak, ince eleyip sık dokumak gerektiği kanısındayım. Henüz bu aracın asıl misyonunu üstlendiğini düşünmüyorum. Ama insanlığa hizmet edecek bir anahtar olduğu kanaatindeyim.

Kaynak: Rıfat Özcan / NewsLab Turkey

Okumaya devam et
Yorum yapmak için tıklayın

Yanıt Ver

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

2024 podcast seçimi mi?

Teknoloji başkanlık seçimlerini her zaman dönüştürmüştür. John F. Kennedy televizyonun yükselişinden faydalandı. Donald Trump ilk yarışını Twitter’ın yardımıyla kazandı. Bu yıl, podcasting çığır açan bir mecra olabilir.

Yayınlanma tarihi

=>

Teknoloji başkanlık seçimlerini her zaman dönüştürmüştür. John F. Kennedy televizyonun yükselişinden faydalandı. Donald Trump ilk yarışını Twitter’ın yardımıyla kazandı. Bu yıl, podcasting çığır açan bir mecra olabilir.

Reuters, Kamala Harris’in “erkek seçmenlerden destek almaya çalışırken” yakında popüler podcaster Joe Rogan ile bir araya gelebileceğini duyurdu. Bu Harris için potansiyel olarak büyük bir kitle: Spotify, Rogan’ın platformda 14,5 milyon takipçisi olduğunu ve Instagram ve YouTube’da podcast kliplerini izleyen milyonlarca kişinin daha olduğunu söylüyor. New York Magazine‘den Matt Stieb’e göre, eğer bu röportaj gerçekleşirse, “2024’ün çok önemli Bro-Podcast Savaşı”nın son salvosu olacak.

Brady Brickner-Wood, The New Yorker‘da podcast’lerin “başkanlık seçimlerini dönüştürdüğünü” kaydetti. Harris, kadın sorunlarını tartışmak üzere “Call Her Daddy” podcast’ine katılırken Trump, Theo Von ve Lex Fridman tarafından sunulanlar da dahil olmak üzere akla gelebilecek hemen her erkek odaklı podcast’te yer aldı. Podcast’lerin bu yeni popülaritesi neden? Geleneksel röportajlar (Harris’in “60 Minutes” ziyareti gibi) “özellikle katı” hissettirebilir. Podcast’ler adaylara “cana yakın, neşeli bir ortam” sunuyor. Ve seçmenlere ulaşıyorlar.

Yorumcular ne diyor?

Jennifer Rubin Washington Post‘a yaptığı açıklamada, bazı ana akım muhabirlerin Harris’in “eski medyayı kapı bekçisi olarak görmemesinden” rahatsız olduğunu söyledi. “Call Her Daddy” podcast’inin yanı sıra, başkan yardımcısı NBA odaklı “All The Smoke” podcast’inde ve radyo sunucuları Howard Stern ve Charlamagne Tha God ile programlarda da yer aldı. Bunun nedeni, podcast’ler ve diğer alternatif formatlar adaylara “çok daha fazla seçmen ve potansiyel seçmen” sunarken “geleneksel haber izleyicilerinin küçülmesi”. Harris’in medya stratejisi “tam olarak doğru olan şey”.

The Atlantic‘ten Helen Lewis, Harris’in “Call Her Daddy” programının “sert bir hesap verebilirlik röportajı olmadığını” söyledi. Ancak kürtaj hakları, konut maliyetleri ve diğer konular hakkında “önemli bir politika tartışması” içeriyordu. “Sert haberleri” takip eden Amerikalıların çoğu nasıl oy kullanacaklarına çoktan karar vermiş durumda. “Şu anda oy kullanmayı planlamayanlar da dahil olmak üzere kararsız seçmenleri yakalamak hayati önem taşıyor.” Trump zaten aylardır yayın peşinde. Harris’in de aynı şeyi yapma kararı “akıllıca bir taktik”.

Sırada ne var?

Axios’a göre podcast başkanlık kampanyası, eski yayın organlarını bir zamanlar olduğundan daha az güçlü kılan internet dönemindeki “kitlelerin dağılmasını” yansıtıyor. Bu arada, hit podcast’ler “kamuya mal olmuş kişilerin ulaşmak istedikleri kitlelerle aşırı endeksleniyor.” Ayrıca adaylara farklı bir bakış açısı da sunuyorlar; örneğin Trump, bir podcast röportajı sırasında rahmetli kardeşinin alkolizmini tartışırken “nadiren görülen daha yumuşak bir tarafını gösterdi.

The Boston Globe, “Kampanyalar hala bazı geleneksel taktiklere tutunuyor” dedi. Harris ve Trump’ın birlikte 2024 yılı boyunca TV, radyo, dijital ve diğer medya reklamları için 2,1 milyar dolar harcaması bekleniyor ve bu da bu yılki yarışı “tarihin en pahalı seçim döngüsü” haline getiriyor. Ancak medya köşe yazarı Margaret Sullivan, podcast’lerin daha önce hiç olmadığı kadar konuşmayı yönlendirdiğini söylüyor. “Gazeteciler olarak” diyor Sullivan, “bir zamanlar olduğu gibi bilginin bekçileri olmadığımızın farkına varmalıyız.”

Kaynak: Joel Mathis / The Week

Okumaya devam et

Haberler

Google’ın NotebookLM’i artık sesli konuşmaları yönlendirmenize olanak tanıyor

Google, kullanıcıların paylaştığı içeriğe dayalı podcast benzeri sesli konuşmalarıyla son zamanlarda büyük ilgi gören yapay zekalı not alma ve araştırma asistanı NotebookLM’in sesli özetleme özelliğini, bu konuşmaları yönlendirme ve bütünsel sesli özetler oluşturmak yerine belirli konulara odaklanma becerisiyle güncelledi.

Yayınlanma tarihi

=>

Google, kullanıcıların paylaştığı içeriğe dayalı podcast benzeri sesli konuşmalarıyla son zamanlarda büyük ilgi gören yapay zekalı not alma ve araştırma asistanı NotebookLM’in sesli özetleme özelliğini, bu konuşmaları yönlendirme ve bütünsel sesli özetler oluşturmak yerine belirli konulara odaklanma becerisiyle güncelledi.

NotebookLM’deki sesli Genel Bakışlar, kullanıcıların yapay zeka tarafından oluşturulan sesli konuşmalar aracılığıyla uzun belgelerdeki veya videolardaki bilgileri sindirmelerine ve anlamalarına olanak tanıyor. Geçen ay piyasaya sürülmesinden kısa bir süre sonra, bu özellik NotebookLM’in dikkatleri üzerine çekmesine yardımcı oldu, çünkü birçok kişi günlükleri veya günlükleri kullanılarak oluşturulanlar da dahil olmak üzere içeriklerinin sesli özetlerini sosyal medyada paylaşmaya başladı.

Google, NotebookLM’nin bu sayede ne kadar ilgi gördüğünü açıklamamış olsa da, web sitesi trafik analiz platformu SimilarWeb’den alınan veriler, NotebookLM’nin Eylül ayında trafiğinde %371’in üzerinde bir artış olduğunu ve bir ay önce 652.181 olan aylık ziyaret sayısının 3,07 milyona yükseldiğini gösteriyor.

Şimdiye kadar, Audio Overviews kullanıcıların kaynaklarından otomatik olarak yapay zeka konuşmaları oluşturuyordu. Ancak konuşmalar bazen önemli olmayan içerikler etrafında döndüğü için Google, ihtiyaçlarınıza göre genel bakışları özelleştirmenize olanak tanıyan bir güncelleme sunuyor. Bu sayede kullanıcılar, içeriklerindeki belirli bir konuya daha fazla odaklanabilecekler.

Mevcut “Oluştur” düğmesinden önce, sesteki AI ana bilgisayarlarına belirli bir noktaya odaklanmaları için talimatlar vermenize olanak tanıyan özel bir “Özelleştir” kontrolü mevcut.

NotebookLM’nin ürün lideri ve Google Labs’de yapay zeka kıdemli ürün müdürü olan Raiza Martin, yaptığı açıklamada, güncellemenin kullanıcılara yapay zekayı istedikleri yönde hareket etmesi için dürtme yolu sunduğunu söyledi.

Martin, “Tüm ekip, aldığımız tüm geri bildirimleri dinlemeye ve analiz etmeye kendini adadı. Ve insanların istediği bir numaralı özellik, yapay zekayı biraz dürtmek oldu” dedi.

Ses özetlerinin özelleştirilmesi de halüsinasyonu bir ölçüde azaltmaya yardımcı olabilir, yani yapay zekanın kendi başına içerik hazırladığı zamanlar. Yine de Martin, NotebookLM ekibinin kullanıcı geri bildirimlerini takip ettiğini ve halüsinasyonları mümkün olduğunca çabuk yakalamaya çalıştığını söyledi.

Ayrıca sesli özetleri özelleştirmenin, kullanıcı talimatlarının yapay zeka modelini eğitmek için kullanılacağı anlamına gelmediğini de vurgulayan Martin, “Genel olarak kullanıcı verileri üzerinde eğitim yapmıyoruz. Yani, sizin kullanımınız ya da girdiğiniz sorgular, girdiğiniz yanıtlar ne olursa olsun, modelleri bunlarla eğitmiyoruz” dedi ve kullanıcılardan çok sayıda geri bildirim aldıklarını sözlerine ekledi.

Özelleştirme seçeneğinin yanı sıra, kullanıcılar Audio Overviews’da arka planda dinleme olanağı elde ediyor. Bu sayede ses arka planda çalarken NotebookLM içinde çalışmaya devam edebilir, kaynaklarınızı sorgulayabilir, alıntılar alabilir ve ilgili alıntıları keşfedebilir.

NotebookLM ilk olarak geçen yıl Google’ın I/O geliştirici konferansında bir proje olarak başlatıldı ve Aralık ayında ABD’de genel erişime açıldı. Haziran ayında Hindistan, İngiltere ve 200’den fazla ülkenin de aralarında bulunduğu pazarlara yayıldı. Ürün başlangıçta eğitim ve araştırma kullanım alanlarında bir miktar ilgi görse de, işletmeler ve kuruluşlar ancak Google’ın desteğini daha fazla kaynak için genişletmesi ve yeni özellikler eklemesinin ardından denemeye başladı.

Şu anda Google, 80.000’den fazla kuruluşun NotebookLM kullandığını ve bunu para kazanmayı keşfetmek için bir fırsat olarak gördüğünü söylüyor. Bu ilgiden faydalanmayı uman şirket perşembe günü NotebookLM Business pilot programını başlattı.

Google, işletmelerin pilot programa başvurabileceklerini ve kabul edilmeleri halinde ürün özelliklerine, eğitime ve e-posta desteğine erken erişim elde edeceklerini söyledi.

Martin, iş pilotu kapsamında ekibinin NotebookLM’yi kullanmak isteyen kuruluşları diğer işletmelerin nasıl kullandığı konusunda eğittiğini söyledi ve “İşletmelerin bize, işte dağıtmak istediğimiz özellikler demesini istiyoruz” dedi.

NotebookLM Business’ın genel kullanılabilirliği ve fiyatlandırması bu yıl içinde duyurulacak. Ancak Google henüz kesin zaman çizelgesini ve fiyatlandırma katmanlarına ilişkin ayrıntıları açıklamadı.

SimilarWeb’e göre NotebookLM şu anda 2,5 milyonu masaüstü bilgisayarlardan ve 1,6 milyonu mobil cihazlardan olmak üzere aylık 4,17 milyon ziyaret alıyor.

Asistanın şu anda özel bir mobil uygulaması bulunmuyor ve web sitesi aracılığıyla tüm ekranlarda kullanılabiliyor. Ancak Martin, ekibin NotebookLM’in akıllı telefon kullanıcıları arasındaki varlığını genişletmek için yerel bir mobil deneyimini aktif olarak araştırdığını söyledi. Ayrıca Sesli Genel Bakışlar için daha fazla ses, dil ve kontrol araştırılıyor.

Ayrıca ekip, AI sesli tartışmalar için mevcut iki sesin ötesine geçmek için farklı sayıda ses araştırdı ve prototipini oluşturdu, ancak Martin, kullanıcılar tarafından en çok talep edilen özellik olmadığını söylediği için yakında kullanıma sunulması muhtemel değil.

Geçtiğimiz ay NotebookLM, Google Drive, URL’ler, PDF’ler ve metin gibi mevcut kaynakların yanı sıra YouTube videolarını ve ses dosyalarını da özet oluşturmak için kaynak olarak ekledi.

Martin, NotebookLM’in PDF’leri ve YouTube videolarını ilk iki kaynak olarak gördüğünü söyledi. Ekip ayrıca sesli bir özeti dinleyen ve sohbeti kullanan kullanıcıların “çok yüksek bir yüzdesini” gözlemledi. Bir sonraki en büyük grup, sesli bir genel bakış oluşturmadan yalnızca sohbeti kullanan kullanıcılardan oluşuyor.

Kaynak: TechCrunch

Okumaya devam et

Haberler

Copilot Daily, yapay zeka destekli haber ve hava durumu özetleri sunacak

Ayın başında, en son yapay zeka özellikleriyle ilgili daha kapsamlı bir duyuruda Microsoft, “sabahınızı haberlerin ve hava durumunun özetini en sevdiğiniz Copilot Voice’ta okuyarak başlatmanıza yardımcı olan” Copilot Daily’yi sessizce tanıttı.

Yayınlanma tarihi

=>

Ayın başında, en son yapay zeka özellikleriyle ilgili daha kapsamlı bir duyuruda Microsoft, “sabahınızı haberlerin ve hava durumunun özetini en sevdiğiniz Copilot Voice’ta okuyarak başlatmanıza yardımcı olan” Copilot Daily’yi sessizce tanıttı.

“Copilot Daily’nin yalnızca Reuters, Axel Springer, Hearst Magazines, USA Today Network ve Financial Times gibi işbirliği yapılan içerik kaynaklarından içerik çekeceği” açıklandı. Yayıncılara, Copilot Daily’de kullanıldığında içerik için ödeme yapılıyor; ancak hangi şartlarda olduğunu bilmiyoruz.

Bu düşük profilli duyuru, haber sektörü için gerçek bir önem anını temsil ediyor. Bir süredir, üretken yapay zekanın son derece kişiselleştirilmiş bilgi hizmetleri oluşturmak için kullanılabileceği açıktı; teknoloji, bir dizi parametreye dayalı olarak büyük bir veri kümesinden içerik seçme ve sentezleme konusunda gerçekten iyi. Ancak bu, bu yeteneklerin, içerik oluşturucuları için finansal olarak eklenmiş büyük bir yapay zeka geliştiricisi tarafından bir haber bağlamında ilk kez konuşlandırılmasıdır.

Bunun üç nedeni var. Birincisi, bu tür hizmetler yeni bir aracılık riskleri kümesine yol açıyor. İkincisi, bu riskler yayıncılar için AI kesintisi çağında stratejik olarak önemli olan lisanslama kararlarını ön plana çıkarıyor. Son olarak, özellikle AI Genel Bakışları konusunda Google’ın yayıncılarla olan tökezleyen ilişkisine baskıyı artırıyor. Bunların her birini sırayla inceleyelim.

Bugüne kadar, AI aracılığı aramadan gelen yönlendirmelerin bozulması şeklinde kendini gösterdi. Bu iki mekanizmadan kaynaklandı:

Birincisi, Google’ın arama ürününe AI Overviews özelliğini entegre etmesi, böylece kullanıcıların bir ‘hedef’ siteyi ziyaret etme ihtiyacını azaltması veya tamamen ortadan kaldırması.

İkinci olarak, tüketicilerin arama yerine AI araçlarını benimsemesi yoluyla. The Information’ın yeni bir anketinde, okuyucularının dörtte üçünden fazlasının (%77) arama yerine üretken AI araçlarını kullandığı ve dörtte birinden fazlasının çoğu durumda bunu yaptığını bildirdiği bulundu. Bu temsili bir örneklem olmasa da, bu teknoloji yerlisi kitlenin gelecekteki tüketici davranışının önde gelen bir göstergesi olma olasılığı oldukça yüksek. Altta yatan neden basit: Bu araçlar yalnızca belirli bilgi alma görevleri için daha iyi.

Bu mekanizmaların bir sonucu olarak yayıncılar Google’dan yapısal olarak azalan bir yönlendirme akışı beklemeli. Ancak Microsoft, Copilot Daily ile bazı durumlarda ve bazı kullanıcılar için tamamen farklı bir tür trafiği bozacak bir ürün yaratıyor: Doğrudan gelen trafiği.

Copilot Daily şu anda oldukça ilkel görünüyor. Ancak o gün ajandanızda, gelen kutunuzda, yapılacaklar listenizde ne olduğunu, en sevdiğiniz köşe yazarlarının kim olduğunu, hangi medya kuruluşlarına abone olduğunuzu ve hangi belirli haber hikayeleriyle ilgilendiğinizi anlasaydı ne kadar güçlü olabileceğini hayal edin.

Uyanıp FT veya New York Times ana sayfasını veya uygulamasını kontrol etmek yerine, bir komut bağırabilirim ve Copilot Daily (veya yapay zeka destekli bir Apple News ürünü) bana günüm için son derece kişiselleştirilmiş bir brifing verir.

Şimdi açıkça bu siyah ve beyaz değil: Tüm bu faktörler içerik seçimine katkıda bulunsa bile, birçok kullanıcı haber uygulamalarını ve yayıncı ana sayfalarını kullanmaya devam edecektir çünkü tüketiciler editörün neyin önemli olduğuna dair küratörlü görüşünde her zaman değer görmüştür. Ancak, AI Genel Bakışlarından ve Google yerine örneğin ChatGPT veya Perplexity kullanımından kaynaklanan etkilerin aksine, arama yönlendirmelerini etkileme olasılığı daha yüksek olan bu etkileşim kayıpları, büyümesi önemli bir stratejik öncelik olan ve büyüklüğünün dayanıklılığın önemli bir ölçüsü olarak algılanan yayıncı özelliklerine doğrudan gelen trafiğe düşecektir.

Bu gelişmenin bir sonucu olarak, yayıncıların yeni bir dizi stratejik uzlaşmayı göz önünde bulundurmaları gerekiyor. Gelecekte, haber yayıncısı gelirinin daha büyük bir oranının kullanıcıya yönelik bir hizmete girdi olarak içerik lisanslamaktan gelmesi kaçınılmaz görünüyor. Ancak bu kaçınılmazlık bağlamında (bu yeni teknolojinin gelişi ve bu ortamdaki faydasıyla desteklenerek) bugün iyi bir anlaşma nasıl görünüyor? Ve herhangi bir satış noktası markayı ve artıları ikame edici eksilerle nasıl dengelemeli?

Bu genel soruların altında, bazı ayrıntılı ve uğraştırıcı sorular yer alır. Örneğin, hangi içerik özetlenebilir; her şey mi yoksa sadece bir alt küme mi? Bu özetler ne kadar uzun olabilir? Erişim gerçek zamanlı olarak sağlanmalı mı yoksa gecikme mi olmalı? Bir fesih maddesi eklemek için mi zorlamalıyız? Ya da kategori ayrıcalığı mı? Markalarımızın nasıl temsil edilmesini istiyoruz? En önemlisi, adil fiyat nedir?

Bunları şu anda elde etmek çok zor, ancak yayıncılar bunları düşünmeli ve bu teknolojinin muhtemel varış noktasını ileriye taşımalılar. Sahip olunan ve işletilen platformlarda etkileşim yoluyla para kazanan sadık bir kitle ile aracı bir hizmet sağlayıcıya içerik lisanslayarak para kazanan çevresel bir kitle arasında doğru dengeyi bulmak, benim görüşüme göre, haber yayıncılığının AI çağının temel stratejik zorluğu olacak.

Son olarak, bu Google için kötü bir haber. Düzenleyiciler ve yayıncıların kendileri (özellikle hukuk ekipleri) Microsoft içerik özetlemek için ödeme yapıyorsa Google’ın da neden ödeme yapmaması gerektiğini soracaklar. Tek cevap, çevrimiçi aramada sahip olduğu tekel konumu ve bunun sonucunda oluşan pazarlık gücündeki dengesizlik nedeniyle yayıncıların ödeme talep edememesi ve güvence altına alamamasıdır.

Düzenleyici yaptırım ve yargısal işlemler hızlı ilerlemiyor. Ancak orta vadede Mountain View devinin AI Overviews’ı bilgilendirmek için içerik kullanımına ödeme yapmayacağı pozisyonunu sürdürmesi giderek zorlaşıyor. Muhtemelen genel arama bile.

Yapay zekanın bu tür ortamlarda konuşlandırıldığını ve bunları kolaylaştırmak için lisanslama pazarlarının ortaya çıktığını gördükçe, aramanın geleceği hakkında daha derin sorular ortaya çıkıyor: Geleneksel, genel arama ticari sorgulara (değer değişiminin daha net olduğu) odaklanacak mı ve lisanslı içerik üzerine kurulu, haberler ve daha geniş bilgi sorguları için ana erişim noktası olarak yeni bir hizmet katmanı ortaya çıkacak mı?

Geleceği tahmin etmek zor (ve utanç verici olabilir) ama bu kesinlikle gidişatın yönü gibi görünüyor.

Kaynak: David Buttle / Press Gazette

Okumaya devam et

En son