Bizimle iletişime geçin

Haberler

Podcast endüstrisinin 2022 karnesi

Podcasting 2022 yılında nasıl bir performans sergiledi? Rıfat Özcan, NewsLab Turkey’de yayınlanan yazısında, 2022’nin fotoğrafını çekiyor.

Yayınlanma tarihi

on

İlk podcast kaydı 2000’lerin başında bir otel odasında gerçekleştirildi. Adam Curry kaydın gerçekleştirildiği otel odasından çıktığı günden beri podcastin patlaması bekleniyor. Patlamak derken, 72 buçuk milletten insanın (!) gece gündüz podcastle yatıp kalkmasından bahsetmiyorum elbette. Ama en azından fahri mecralarda görsel-işitsel içeriklerle rekabet edebilmesini kastediyorum. Beklenen patlama tam anlamıyla gerçekleşmedi ve podcast kendinden emin adımlarla istikrarlı bir şekilde yükselmeye devam etti. 2022 yılı ise görsel-işitsel ve ses odaklı içeriklerin rekabetinin gözle görülür şekilde kızıştığı yıl oldu.

Gelin, bu meseleyi biraz istatistik, biraz da mevcut gözlem ve gelişmelerle enine boyuna tartışalım.

Spotify, Twitter, YouTube… Bu koca şirketlerin ürün ekipleri ilk kaydın yapıldığı otel odasını mı ziyaret etti, yoksa podcast mecrasının gelir elde edilebilecek bir potansiyeli olduğunu mu keşfetti, tam olarak bilemiyorum! Son senelerdeki yatırımlarını göz önüne alırsak kârlılık odaklı bir perspektifleri olduğunu söylemek mümkün. Spotify son üç yılda podcaste iki milyar dolara yakın yatırım yaptı. Twitter, sesli sohbet odası Spaces’a ek olarak podcast sekmesinin testlerine başladı. YouTube ise podcast üreticileri için gelir modelleri üzerine çalıştığını açıkladı. Müziği hariç tutarak, ses odaklı içeriklere daha geniş bir çerçeveden bakıldığında da sesli kitapların, canlı sohbet odalarının yükselişte olduğu görülüyor. Tabii bu gelişmelerin, bir patlamanın yansıması olduğunu söylemek için daha fazla bulguya ihtiyaç var. Ama ses ekosisteminin geldiği aşama, patlamaya ramak kalmış gibi bir hissiyat oluşturuyor. Fitilin patlamaya ulaşacağı noktanın ise gelir üzerinden gerçekleşeceğini düşünüyorum. Buna dair bulgular, Spotify’ın 2022 üçüncü çeyrek raporunda gözlemlenebiliyor. Raporda, Spotify’ın toplam gelirlerinin düşüşte olduğu, podcast reklam gelirlerinin yükselişte olduğu saptanıyor. Diğer taraftan tüm dünyadaki veriler podcast reklamcılık gelirlerinin önümüzdeki yıllarda artacağını gösteriyor.

ABD’de 2019 yılında 708 milyon dolar olan podcast reklam pazarının 2024 yılında 4 milyar dolara ulaşması beklenirken, aynı yıllar içinde MENA’da ses pazarının 200 milyon dolardan 500 milyon dolara yükseleceği tahmin ediliyor. Avrupa’da ise 2019 yılında 38.6 Milyon Euro olan podcast reklam pazarının 2023 yılında 217 milyon Euro’ya ulaşılacağı hesaplanıyor.

Podcast içerik üretiminde ise patlama çoktan gerçekleşti. Güncel olarak, Spotify‘da 4.7 milyon, Apple‘da ise 2.5 milyon podcaste erişim sağlanabiliyor. Benzer bir patlama dinleyici sayılarındaki artışta da görülüyor. Örneğin, ABD’de 162 milyon vatandaş en az bir kere podcast dinlediğini söylüyor. Avrupa’daki 13-39 yaş aralığındaki genç dinleyicilerin yüzde 64’ü podcast dinliyor. Kuzey Afrika ve Orta Doğu’da da nüfusun ciddi bir kısmı podcast dinleyicisi olduğunu belirtiyor.

2022 yılı itibariyle 14 milyar dolarlık bir pazar değeri olan podcast mecrasının, 464 milyonu aşkın dinleyicisi bulunuyor. Dinleyici sayısının 2024’te 500 milyonu aşması bekleniyor. 2027’de dinleyici sayısı için beklenti ise 866.5 milyon. Böylece 2019 yılında globalde 274 milyon olan dinleyici sayısı 8 yıl içinde üç kattan daha fazla artmış olacak. Artması öngörülen kullanıcı sayıları, podcaste yatırım yapanların karşılıklarını alacağının sinyalini veriyor. Çünkü her bir eşsiz kullanıcı, hem platformlar, hem hosting firmaları, hem içerik üreticiler, hem de bağlı sektörlerde faaliyet gösteren kişiler ve kurumlar için gelir kaynağı demek. Şimdilik, işin asıl üstlenicisi konumundaki içerik üreticileri, bu gelirden çok küçük bir pay alıyor. Zamanla bu sorunun aşılacağını tahmin ediyorum ki, YouTube’un podcast üreticileri için gelir modelleri çalışması da buna işaret ediyor. Tabii içerik üreticiler ne kadar kazanacak, platformlar aracılığıyla finansal sürdürülebilirliklerini teminat altına alabilecekler mi, bu tam bir muamma. Ancak bugüne kadar yaşadığımız dijital medya deneyiminden, podcast üreticileri için geliştirilen gelir modellerinin, platformların lehine olacağı çıkarımını yapmak da zor değil.

Bu içgörülerle birlikte, ses odaklı ekosistemin her yıl yüzde 31.5 oranında büyümesi ve pazar büyüklüğünün 2030’a kadar 150 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Projeksiyondaki lineer artış ivmesine bakıldığında, ses odaklı içeriklerin patlamayacağını düşünüyor olabilirsiniz.

Peki, mevcut veriler ışığında aslında patlamanın bizatihi kendisine tanık oluyorsak ve büyüme trendinin durağanlaştığı sürece girdiysek?

Veriler ne söylüyor?

We Are Social ve Hootsuite’in her sene gerçekleştirdiği dijital medya araştırmasının bulgularına göre; dünyada 16-64 yaş arası internet kullanıcılarının yüzde 21,3’ü günde ortalama 61 dakika podcast dinliyor. Dahası, artık sesli kitap ve podcast dinleyenlerin toplamı, müzik dinleyenlerden fazla. Sosyolojik olarak bu rekabet üzerine ayrıca kafa yorulması gerektiği kanısındayım.

Aynı araştırmanın bulgularına göre kadınlar, birçok yaş grubunda erkeklerden daha fazla podcast dinliyor. SXM Media ve Edison Research’ün yürüttüğü araştırma da, We Are Social ve Hootsuite’in bulgularını destekliyor. Araştırmada ABD’de son beş yılda kadın podcast dinleyici sayısının yüzde 67 oranında arttığı tespit edilmiş.

We Are Social ve Hootsuite’in yürüttüğü araştırmada Türkiye’de 16-64 yaş aralığındaki internet kullanıcılarının yüzde 16.5’inin her hafta podcast dinlediği aktarılıyor.

Dünyada haftalık olarak en fazla podcast tüketen ülke ise Brezilya.

2022 yılında podcast yatırımları

YouTube yılın başında podcast stratejisini açıklamıştı ve yakın zamanda da podcast üreticileri için 67 sayfalık bir el kitapçığı yayınladı. Kitapçık YouTube’da podcast yayınlanması için gerekli ipuçlarını içeriyor ve video destekli podcast yayınları (videocast) için kapı aralıyor. YouTube gibi bir dijital medya devinin ses odaklı içerik formatlarına yaptığı yatırım, podcastin varoluşu ve işlevselliği için önemli bir yer tutuyor. Çünkü görünen o ki, artık podcast, ses odaklı bir içerik formatı olmaktan çıkıp görsel olarak da hizmet edebilecek bir formata dönüşüyor. Felsefesi dönüşmeye başlayan podcast, tam olarak nasıl bir ihtiyaç sonucunda videoya yakınsıyor ve etkileri ne olacak zamanla ortaya çıkacak. Ancak YouTube’un bu yatırımının videocast içeriklerin sayısını artıracağı kanaatindeyim. Spotify’ın da globale videocast formatını açtığını da ekleyelim.

2022’de bazı önemli podcast yatırımları şunlardı:

  • Sesli içerik formatlarında gelir modelleri üzerine çalışan Fransız şirket Audion 6 milyon euro yatırım aldı.
  • Podcast istatistikleri hakkında çözümler sunan Almanya merkezli Voxalyze 1 milyon euro yatırım aldı.
  • Vietnam merkezli bir ses platformu olan Fonos 1.8 milyon dolar yatırım aldı.
  • Türkiye’de faaliyet gösteren podcast yapım şirketi Podbee, 2022’nin nisan ayında 20 milyon TL değerleme ile yatırım alırken, yazının yayınlandığı bugün köprü yatırım turunda 3.5 milyon dolar üzerinden ikinci yatırımını aldı.
  • Podcast medya şirketi Audio Up son yatırım turunda 10 milyon dolar yatırım aldı.

Bir yenilik: Podcast yatırım şirketi

Daha da heyecan verici olan ise sadece podcast dikeyinde yatırım yapan bir şirket var artık dünyada. 2022 yılının nisan ayında kurulan şirket dünya çapında şu ana kadar üç podcast şirketine yatırım yaptı.

İsveç merkezli yatırım şirketi PodX; İngiltere’de Goldhawk Productions, Fransa’da podcast stüdyosu Nouvelle Ecoutes ve Arjantin’de Posta adlı podcast yapım şirketine yatırımlar yaptı. Her üç şirketin de çoğunluk hissesini alarak bu yılı kapatıyorlar.

Görüldüğü üzere dünyanın birçok bölgesinde podcast ekosisteminin farklı alanlarına yatırım yapılıyor. Podcast alanında prodüksiyon şirketleri, ses ekosisteminde gelir modellerine ve analiz yöntemlerine odaklanan teknolojik girişimler gibi birçok alanda podcast sektörü yatırım almakta.

Radyo mu, radyo gibi mi, yeni bir araç mı, yoksa

Podcast, artık bütün coğrafyalarda tüketilen bir içerik formatı. Ekran rekabetinin dışında yer alması da onu farklı bir yere koyuyor. Hesaplamalar 2030’a kadar ekosistemin daha da büyüyeceğini söylüyor. Zamanla aktör sayısı artacak, markalar ekosisteme dahil olup sektörleşmeyi ve gelir elde etme imkânlarını artıracak. Bu alandaki araştırmalar yoğunlaşacak, akademik ilgi günbegün yükselecek.

Ancak, podcast yalnızca bir ürün değil. Her ne kadar akademik araştırmalar ve ekosistem bir ürün olarak değerlendirse de, adem-i merkeziyetçi ve açık kaynaklı dağıtım mekanizması, kendinden önceki araçları iyileştiren ve aynı zamanda bir arada barındıran (remediation) formatı, tiyatro, performatif sanatlar, tasarım ve internet kültüründen beslenen içerik üretim yöntemleriyle podcast, konvansiyoneli yeniden formülize eden bir sesli kültür.

Bu kültürün kayıt altında tutulmasını kolaylaştıran ise tarih yazıcılığı olarak da düşünülebilecek devasa sesli kütüphaneler. Dolayısıyla, podcaste biraz da bu perspektifle yaklaşmak, ince eleyip sık dokumak gerektiği kanısındayım. Henüz bu aracın asıl misyonunu üstlendiğini düşünmüyorum. Ama insanlığa hizmet edecek bir anahtar olduğu kanaatindeyim.

Kaynak: Rıfat Özcan / NewsLab Turkey

Okumaya devam et
Yorum yapmak için tıklayın

Yanıt Ver

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Buzzsprout, benzersiz ve aranabilir başlıkları bulan ücretsiz ‘Podcast Adı Oluşturucu’ başlattı

Buzzsprout, yalnızca yeni şovlar için güçlü başlıklar bulmakla kalmayıp aynı zamanda her fikri Podcast Endeksi’ne göre kontrol ederek gerçek zamanlı olarak “Benzersiz” ve “Kullanımda” olan başlıkları işaretleyen ücretsiz bir Podcast Adı Oluşturucu başlattı.

Yayınlanma tarihi

=>

Buzzsprout, yalnızca yeni şovlar için güçlü başlıklar bulmakla kalmayıp aynı zamanda her fikri Podcast Endeksi’ne göre kontrol ederek gerçek zamanlı olarak “Benzersiz” ve “Kullanımda” olan başlıkları işaretleyen ücretsiz bir Podcast Adı Oluşturucu başlattı.

Buzzsprout Pazarlama Müdürü Alban Brooke, “Harika bir podcast ismi seçmek günlerce süren beyin fırtınası gerektirmez. Bize programınızın ne hakkında olduğunu söyleyin, akılda kalıcı, aranabilir isimler önerelim ve hangilerinin benzersiz olduğunu size bildirelim, böylece güvenle yayına başlayabilirsiniz” dedi.

Nasıl çalışıyor?

  • Kişiye özel öneriler: Gösterinizin açıklamasını girin (isterseniz ton ve format da belirtebilirsiniz). Oluşturucu, konseptinize uygun bir düzine isim üretir.
  • Keşif için tasarlandı: Fikirler açıklık, hatırlama ve “radyo testi” (bir kez duyduktan sonra söylemesi, yazması ve araması kolay) için optimize edilmiştir.
  • Benzersizlik kontrolü: Her fikir, The Podcast Index’te yapılan aramaya göre Benzersiz (tam eşleşme bulunamadı) veya Kullanımda (tam eşleşme bulundu) olarak etiketlenir.
  • Tek tıkla başlat: Favorinizi seçin ve Buzzsprout’ta başlığı önceden doldurulmuş podcast’inizi başlatın.

Araca buzzsprout.com/podcast-name-generator adresinden ulaşabilir ve kullanabilirsiniz. Araç tüm podcast yayıncıları için ücretsiz.

Okumaya devam et

Haberler

Uluslararası Podcast Günü: Açık Web Neden Hala Önemli?

Her yıl 30 Eylül’de, dünyanın dört bir yanındaki podcast yayıncıları ve dinleyiciler Uluslararası Podcast Günü’nü kutluyor. Başlangıçta 2014 yılında “Ulusal Podcast Günü” olarak kurulan ve 2015 yılında Steve Lee tarafından “Uluslararası Podcast Günü” olarak yeniden adlandırılan bu yıllık etkinlik, podcasting’in kıtalar, kültürler ve topluluklar arasında sesleri birbirine bağlama konusundaki eşsiz gücünü takdir ediyor.

Yayınlanma tarihi

=>

Her yıl 30 Eylül’de, dünyanın dört bir yanındaki podcast yayıncıları ve dinleyiciler Uluslararası Podcast Günü’nü kutluyor.

Başlangıçta 2014 yılında “Ulusal Podcast Günü” olarak kurulan ve 2015 yılında Steve Lee tarafından “Uluslararası Podcast Günü” olarak yeniden adlandırılan bu yıllık etkinlik, podcasting’in kıtalar, kültürler ve topluluklar arasında sesleri birbirine bağlama konusundaki eşsiz gücünü takdir ediyor.

Peki podcast’i diğer içerik platformlarından farklı kılan şey nedir? Tek bir şey: RSS akışı.

RSS Akışı: Podcasting’in Gizli Silahı

Ben Richardson, 2013 yılında RSS.com alan adını satın aldığında podcast yapmayı hiç düşünmüyordu. Google Reader kapandıktan sonra RSS besleme okuyucularını kurtarmaya çalışıyordu. Ancak zamanla bir şey netleşti: Podcast dinleyicileri (ve sunucuları!) RSS beslemeleri hakkında sorular sormaya devam ediyordu.

Bu gözlem, yıllarca açık kaynaklı bir podcasting platformu olan Podcast Generator’ı geliştiren Alberto Betella ile bir ortaklığa yol açtı.

Ben ve Alberto, Ocak 2018’de RSS.com’u kurdular ve temel inançları şuydu: Podcasting açık, erişilebilir ve tek bir engelleyiciye bağlı kalmadan özgür kalmalı.

İşte tam bu noktada RSS akışı devreye giriyor; podcasting’i gerçek anlamda bağımsız kılan güçlü bir teknoloji.

RSS akışı podcasting’in omurgasıdır . 

İşte önemi:

  • Bağımsızlık – Hiçbir bekçi sizi tek başına durduramaz. İçeriğinizi ve hedef kitlenizi kontrol eden sosyal medya platformlarının veya yayın hizmetlerinin aksine, bir RSS akışı size aittir. 
  • Dinleyiciler programınıza abone olduklarında, bir platformun algoritmasına değil, yayın akışınıza abone olurlar. Kontrol sizdedir. İzleyicilerinizle olan ilişkinin sahibi sizsiniz.
  • Taşınabilirlik – Tek bir akış her platforma ulaşır. Bir RSS akışı oluşturur, Spotify ve Apple Podcasts gibi dizinlere gönderirsiniz ve içeriğiniz dünyanın dört bir yanındaki dinleyicilere özgürce ulaşır. 
  • Bu açık mimari, dünyanın herhangi bir yerinde barındırılan bir podcast’in her yerde dinlenebileceği anlamına geliyor.
  • Sahiplik – Platformun değil, hedef kitlenizin sahibi sizsiniz. Abone listeniz, içeriğiniz, dağıtımınız, hepsi sizin elinizde kalır. 
  • Hiçbir şirket bir gecede kurallarınızı değiştiremez veya izleyicilerinizi rehin tutamaz.
  • Uzun Ömürlülük – Platformlar gelip geçer, ancak RSS açık kalır. 

Google+’ı hatırlıyor musunuz? Vine’ı? Twitter bile tanınmayacak kadar değişti. 

RSS, 1999’dan beri varlığını sürdürüyor ve bugün trend olan her platformdan daha uzun süre varlığını sürdürecek çünkü kimseye ait değil. Açık bir standart.

Bu arada, şu uyarıyı paylaşmasak olmazdı: Eğer RSS beslemesi olmadan sadece Spotify veya YouTube’da yayın yapıyorsanız, duvarlarla çevrili bahçelerde sıkışıp kalmışsınız demektir. 

Programınız yalnızca onların izin verdiği yerde var olur. Şartlarını değiştirdikleri, bir özelliği sonlandırdıkları veya içeriğinizin onların modeline uymadığına karar verdikleri gün, sıfırdan başlamak zorunda kalabilirsiniz.

RSS Yerel ve Niş Sesleri Etkinleştirir

Bu bağımsızlık ve taşınabilirlik, güçlü bir şeyin kilidini açıyor: Ne kadar küçük veya dağınık olursa olsun, belirli topluluklarla doğrudan konuşma yeteneği.

Radyo her zaman yereldi, ancak yalnızca coğrafya ve yayın kulelerinin sınırları dahilinde. Podcast ise aynı yerel sesi alıp onu sınırsız hale getiriyor. Küçük bir kasabada kaydedilen bir program, sokağın karşısındaki biri için de okyanusun ötesindeki biri için de aynı derecede erişilebilir olabilir.

Şu senaryoları düşünün: 

  • Arizona’daki bir danışman, ofisine gelip kendilerini eğitemeyen insanlara yardımcı olmak için bölgesindeki çeşitli ruh sağlığı konuları hakkında bir podcast oluşturuyor 
  • Bir diaspora topluluğu kıtalar arası kültürel bağlantıları sürdürür 
  • Aynı sektörde, ancak farklı şehirlerde faaliyet gösteren küçük işletme sahipleri pratik tavsiyeler paylaşıyor 
  • Nadir görülen bir tıbbi rahatsızlığı olan çocukların ebeveynleri birbirlerini buluyor ve destek ağları oluşturuyor

RSS’in mümkün kıldığı şey budur.

Etki yaratmak için milyonlarca dinleyiciye ihtiyacınız yok. Doğru dinleyicilere ihtiyacınız var. Söyleyeceklerinizi derinden önemseyenlere. Sesinizde akrabalık bulanlara.

RSS.com’un kurucu ekibi bunu en başından beri biliyordu. Avrupa’da çalışan Alberto ve Teksas’ta yaşayan Ben, yüz yüze görüşmeden önce şirketlerini kıtalar arasında kurdular. 

Gayrimenkul, teknoloji, akademi ve yeni kurulan şirketler gibi çeşitli geçmişleri, temel bir ilkeyi şekillendirdi: her ses duyulmayı hak ediyor ve dilsel ve kültürel çeşitlilik bu ortamı güçlendiriyor.

Podcast’i Erişilebilir Hale Getirmek

Podcast yayıncılığına giriş engelleri düşük olmalı. Alberto, 2005 yılında Podcast Generator’ı ücretsiz ve açık kaynaklı hale getirerek bu vizyonu benimsemişti.

Aynı prensip bugün RSS.com’u yönlendiriyor: Herkesin kullanabileceği, erişilebilir bir fiyat noktasında güçlü araçlar.

Podcasting erişilebilir hale geldiğinde, yerel hikayeler anlatılmaya başlanıyor. 

Niş topluluklar seslerini buluyor.

Küçük bir kasabadaki biri, dünyanın dört bir yanındaki dinleyicilere ulaşabilir.

Vermont’ta arıcılıkla ilgili bir podcast, Avustralya’da sadık hayranlar bulabilir.

Bölgesel mutfakları konu alan bir program, dünyanın dört bir yanındaki yemek tutkunlarına ilham verebilir.

Tüm bunlar RSS’in ortamı açık tutması sayesinde mümkün oluyor.

Açık Web’i kutlayın

Bu Uluslararası Podcast Günü’nde, yalnızca podcasting’in büyümesini değil, bunu mümkün kılan açık RSS akışını da kutlayalım. 

Onsuz, podcasting sadece duvarlarla çevrili bir bahçe olurdu. Podcasting sayesinde ise, internetteki son gerçek açık mecralardan biri olmaya devam ediyor.

Eğer bir podcast başlatmayı düşündüyseniz, şimdi tam zamanı. Sesinizin özgürce yaşaması ve dünyayla sizin şartlarınızla paylaşılması gerekiyor, bir algoritmanın değil.

Podcast’inizi başlatmaya hazır mısınız? Bugün ücretsiz başlayın ve bu Uluslararası Podcast Günü’nde seslerini paylaşan dünyanın dört bir yanındaki podcast yayıncılarına katılın. Üç ay ücretsiz hizmet için ödeme sırasında “FRIENDS” kodunu kullanın!

Kaynak: RSS.com

Okumaya devam et

Haberler

YouTube’un rakibi Vimeo, Bending Spoons tarafından satın alındı

YouTube’un önemli bir rakibi olan video paylaşım sitesi Vimeo, Bending Spoons tarafından 1,38 milyar dolara satın alındı.

Yayınlanma tarihi

=>

YouTube’un önemli bir rakibi olan video paylaşım sitesi Vimeo, Bending Spoons tarafından 1,38 milyar dolara satın alındı. Bending Spoons geçen yıl Streamyard’ı satın almış ve aylık fiyatını neredeyse iki katına çıkarmıştı. Ayrıca Evernote’un fiyatını iki katına, Meetup’ın fiyatını ise üç katına çıkardı. Şirket ayrıca WeTransfer ve video barındırma ve yayın platformu Brightcove’un da sahibi.

YouTube’un en önemli rakiplerinden biri olan video platformu, yaklaşık 1,38 milyar dolar değerindeki nakit bir anlaşmayla Avrupalı ​​teknoloji şirketi Bending Spoons tarafından satın alındı.

İtalya, Milano merkezli Bending Spoons, Evernote, Issuu, Meetup, Remini, StreamYard, Splice ve WeTransfer dahil olmak üzere bir dizi dijital teknoloji şirketini satın aldı. Şirket, ürünlerinin şu anda her ay 300 milyondan fazla kişi tarafından kullanıldığını iddia ediyor.

Vimeo yönetim kurulu tarafından oybirliğiyle onaylanan Bending Spoon’un Vimeo’yu satın alma işleminin, Vimeo hissedarlarının onayına, olağan kapanış koşullarına ve düzenleyici onaylara tabi olarak 2025’in dördüncü çeyreğinde tamamlanması bekleniyor. İşlem tamamlandığında, Vimeo özel bir şirket haline gelecek ve hisseleri artık hiçbir halka açık borsada işlem görmeyecek.

New York merkezli  Vimeo, 2021 yılında Barry Diller’ın IAC internet holdinginden ayrılarak bağımsız ve halka açık bir kuruluş haline geldi. Vimeo, 2004 yılında CollegeHumor’ın bir yan kuruluşu olarak faaliyete geçti ve 2006 yılında IAC’nin o dönem CollegeHumor’ın sahibi olan Connected Ventures’ı 26 milyon dolara satın almasıyla IAC’nin bir parçası oldu.

Vimeo bir zamanlar genel bir video platformu olarak öne çıkmış, hatta bağımsız film yapımcıları ve içerik üreticileri için bir tür Netflix olarak konumlandırılan bir abonelik yayın hizmeti başlatmayı bile planlamıştı. Vimeo daha sonra tamamen kurumsal müşterilere yönelik video yayın hizmetleri sunmaya yöneldi.

Vimeo, geçen hafta daha verimli çalışabilmek amacıyla çalışanlarının yaklaşık %10’unu işten çıkaracağını duyurdu. Vimeo’nun başkanı Glenn H. Schiffman yaptığı açıklamada, “Stratejik alternatiflerin disiplinli bir incelemesinin ardından, yönetim kurulu oybirliğiyle bu tamamen nakit işlemin Vimeo hissedarlarına ikna edici ve kesin bir değer sağladığına ve şirketin Bending Spoons’un bir parçası olarak stratejik yol haritasını hızlandırmasına olanak sağladığına karar verdi. Müşterilerimiz, çalışanlarımız ve markamız için doğru uzun vadeli ortak olduklarından eminiz” dedi.

Bending Spoons CEO’su ve kurucu ortağı Luca Ferrari, “Vimeo, video alanında öncü bir marka olup, tutkulu ve küresel bir içerik oluşturucu ve işletme topluluğuna hizmet veriyor. Bending Spoons olarak, şirketleri süresiz olarak sahip olma ve işletme beklentisiyle satın alıyoruz ve birlikte yeni zirvelere ulaşırken Vimeo’nun tüm potansiyelini ortaya çıkarmayı dört gözle bekliyoruz” dedi.

Ferrari, Bending Spoons’un ABD’deki ve diğer “öncelikli pazarlardaki” Vimeo’nun işine “iddialı yatırımlar” yapmayı ve “hem yaratıcı hem de kurumsal teklifleri kapsayan işin tüm kilit alanlarına” yatırım yapmayı planladığını sözlerine ekledi.

Geçtiğimiz yıl şirkete katılan eski Google yöneticisi Vimeo CEO’su Philip Moyer, “Bending Spoons, Vimeo ekibine, müşterilerimize ve hizmet verdiğimiz içerik üretici topluluğuna büyük saygı duyuyor. Luca ve ekibi, ürünümüzü tüm segmentlere yaymaya kararlı: Self Servis, OTT/Vimeo Yayın Akışı ve Vimeo Enterprise. İşletmeler için dünyanın en yenilikçi ve güvenilir video platformu olma küresel misyonumuza doğru ilerlemeye devam ederken, ekibimiz ve müşterilerimiz için daha da fazla odaklanma olanağı sağlayacağına inandığımız bu ortaklıktan heyecan duyuyoruz” dedi.

Anlaşma şartlarına göre, Vimeo hissedarları sahip oldukları her Vimeo sermaye hissesi için hisse başına 7,85 ABD doları nakit alacaklar. Hisse başına satın alma fiyatı, Vimeo’nun 9 Eylül 2025 piyasa kapanışı itibarıyla 60 günlük hacim ağırlıklı ortalama hisse fiyatına göre %91 prim anlamına geliyor.

Kaynak: Variety

Okumaya devam et

En son