Bizimle iletişime geçin

Haberler

Başarılı bir podcast’in 5 şartı

Başarılı ve sürdürülebilir bir podcast yayını için ne yapmanız gerekiyor? İşte yola çıkarken göz önünde bulundurmanız gereken 5 şart…

Yayınlanma tarihi

on

Podcast’e ilgi artıyor. Yalnızca bireyler değil kurumlar da daha fazla podcast’e ilgi gösteriyor.

Bir podcast başlatanların sayısında artış olsa da, başlayan bir podcast’i sürdürülebilir kılmak kolay olmuyor. Heyecanla başlayan birçok yayın “podfade” (bir podcast’in kısa bir süre bölümler yayınladıktan sonra birdenbire yayınını sona erdirmesi) olarak tanımlanan bir sürece giriyor.

Örneğin, yalnızca Apple Podcasts’te 2,4 milyondan fazla podcast var ve bunların yalnızca yüzde 21’i aktif; yani son 90 gün içinde bir bölüm yayınlamışlar. Bir başka deyişle her 5 podcast’ten yalnızca bir tanesi yayınına devam edebiliyor.

Podcast’e ilgi gösterenlerin ilk motivasyonu “Spotify’da, Apple Podcasts’te podcast’imi nasıl yayınlarım ya da nasıl yüklerim?” sorusu oluyor.

Önceki yazılarımda da dile getirdiğim gibi ilginin artmasında özellikle Spotify’ın 2019’dan itibaren podcast’e yatırım yapması ciddi bir itici güç oldu. Hakkını teslim etmemiz gerekiyor.

Ama, bir ses dosyasının (podcast’in) tek başına Spotify’da ya da Apple Podcasts’te yer alması başarılı bir podcast projesi için yeterli bir unsur değil. Podcast mecrasının anlaşılması, nitelikli bir yayının gerekliliklerinin öğrenilmesi ve bunların devamında stratejik bir planlama orta ve uzun vadede hayatta kalacak bir podcast yayınının ortaya çıkmasının temel koşullarını oluşturuyor.

Peki, başarılı ve sürdürülebilir bir podcast yayını için ne yapmanız gerekiyor. İşte yola çıkarken göz önünde bulundurmanız gereken 5 şart…

1. NEDEN PODCAST’E BAŞLIYORSUNUZ?

Evet, daha ilk adımda bu soruya vereceğiniz yanıt gerçekten çok önemli. Emek ve para harcayacağınız bir işe neden girişiyorsunuz? Sizi podcast’e başlamaya iten “nedenlerinizin” kuvveti ve motivasyonu sizin “tutkunuzun” ve aynı zamanda farkındalığınızın düzeyini de belirleyecek. Her işte olduğu gibi podcast yayıncılığında da engeller, zorluklar ve zorunluluklarla karşılaşacaksınız. Bunların üstesinden gelme cesaretinizi ve becerinizi işte başlangıçta oluşturduğunuz farkındalığınız ve güçlü “nedenleriniz” belirleyecek. Popüler bir heyecana kapılmakla gerçekten “onu” istemek arasındaki temel ayırt edici yer burası.

Podcast’e “neden” başlıyor olabilirsiniz? Örneğin, bireysel olarak bir uzmanlığınız var ve uzmanlığınızla ilgili bir “otorite”, “güven” ve “itibar” oluşturmak isteyebilirsiniz. Kişisel markanız etrafında bir “topluluk” oluşturmak isteyebilirsiniz. Kaliteli bir podcast yayını ile sponsorluk ve reklam geliri elde etmek isteyebilirsiniz.

Ya da podcast’inizi kurumunuz, markanız için başlatacaksanız aynı şekilde kurumunuz, markanız etrafında bir “güven” ve “itibar” inşa edebilirsiniz; “otorite” haline getirebilirsiniz. Bulunduğunuz sektör ya da iş alanına göre daha birçok farklı “neden” için bir podcast’e başlayabilirsiniz. Ancak, dediğimiz gibi bu “nedenlerinizi” daha başlarken çok iyi belirlemiş olmanız gerekir.

Bu ilk adımda güçlü bir yanıt oluşturamıyorsanız belki de hiç başlamamak daha doğru bir karar olabilir.

2. HEDEF KİTLENİZİ TANIYOR MUSUNUZ?

Podcast’e başlama “nedenlerinizi” iyi belirlediyseniz muhtemelen yayınınızı kimlerin dinlemesini istediğinizi de belirlemişsinizdir. Bir podcast’i yayınlayıp sonra rastlantısal olarak herkesin dinlemesini beklemek, hayal kırıklıklarının temelini oluşturuyor ve “podfade”e giden süreci başlatıyor. Kime ulaşmak istediğinizi bilmiyorsanız, hangi yoldan gittiğinizi de bilemezsiniz.

Elbette geniş kitlelere seslenen popüler podcast’ler de var. Çoğu eğlence, gerçek suç hikayeleri gibi farklı alanlarda podcast’ler de bulunuyor. Ama son derece sınırlı sayıdaki bu yayınların arkasında ya popüler isimler ya da büyük yapım şirketleri var.

Ayrıca podcast’e başlama “nedenlerinizi” ve “hedef kitlenizi” iyi belirlemişseniz, öyle milyonlarca, yüzbinlerce kişiye ulaşma ihtiyacınız ve kaygınız da olmaz. Eğer yayınınızı dinlemesini arzu ettiğiniz hedef kitleniz 10 bin kişiden ibaretse, yalnızca bu kitleye odaklanmanız yeterli olur. Bu kitle bazen 500 kişiye kadar bile daralabilir.

Hedef kitlenizi “soyut” olarak belirlemek yerine ne kadar “somut” veriler üzerine dayandırırsanız o kadar başarılı olursunuz. Bunun için de iyi bir araştırma, analiz yapmanız, raporlar hazırlamanız gerekir. Bu aşamada tüm verileri toplayıp, segmente edebilirsiniz. Hatta örneklem yöntemiyle belirlediğiniz hedef kitlenin ihtiyaç ve beklentilerini analiz etmek için online anket ve araştırmalar da yapabilirsiniz. Bu aynı zamanda daha podcast’iniz yayına başlamadan hedef kitlenizi duyarlı ve ilgili hale getirir.

Dolayısıyla, başlangıçta hedef kitlenizi seçmek aynı zamanda kimin için, nasıl içerikler üretmeniz gerektiğini de belirler. Hedef kitlenizin “ihtiyaçlarını, zorluklarını, beklentilerini” iyi tespit eder, ona göre içerik üretmenizi sağlarsınız. Yine podcast’iniz için tanıtım ve pazarlama araçlarını seçerken yayınınızı kime ulaştırmanız gerektiğini bilirsiniz; hedef kitlenizin bulunduğu mecraları seçer, kullandığı araçlara odaklanırsınız.

3. PLANLAMINIZI YAPTINIZ MI?

Podcast’e başlama “nedenlerinizi” ve “hedef kitle seçiminizi” sağlıklı ve doğru biçimde yaptıysanız önemli eşikleri aştınız demektir. Bundan sonra “planlama” aşamasına geçmeniz gerekir. Planlama aşamasında nasıl bir yayın süreci gerçekleştireceğinizi belirlersiniz. Bu aşamada podcast formatı, adı, tasarımlar, periyot, süre, tanıtım ve pazarlama araçlarını belirlemelisiniz.

Yine podcast kayıtlarını hangi koşullarda ve hangi araçlarla gerçekleştireceğinizi, tüm süreci kendiniz mi yöneteceksiniz yoksa dışardan profesyonel bir destek alıp almayacağınızı da planlamanız gerekir.

Hedef kitlenizin ilgisini çekecek içerik stratejinizi, temaları ve başlıkları da oluşturup genel planlamanıza son şeklini vermeniz sürdürülebilir bir yayın oluşturabilmek için zorunlu.

Açıkçası her 5 podcast’ten 4’ünün “podfade” ile sonuçlanmasının altında özellikle bu üç unsurun göz ardı edilmesi yatıyor. Neyi, nasıl yapacağınızı bilmezseniz, başlangıçtaki enerjiniz “niyet ve hayal” olmaktan öteye geçemez.

Özellikle bireysel olarak profesyonel bir işinize ek olarak podcast üretecekseniz, üstelik bunu kendi olanaklarınızla yapmaya yönelmişseniz dersinize çalışmadan başlayacağınız yolculuğun kısa sürede akamete uğraması kaçınılmaz. Bu aynı zamanda kurumunuz için yürüteceğiniz bir podcast süreci için de geçerli. Plansız ve hazırlıksız bir podcast sürecinin sonunda başarısızlığın faturasını bizzat podcast’in kendisine ve mecraya kesmek akılcı bir açıklama olamaz.

4. PODCAST’İ ERİŞİLEBİLİR HALE GETİRDİNİZ Mİ?

Her şeyi dört dörtlük yaptınız ve harika içerikler oluşturarak başarılı bir podcast oluşturdunuz. Peki, hedef kitlenizin bundan haberi var mı?

Evet, podcast’inizi sunucunuzda yayınlayarak Spotify Apple Podcasts, Google Podcasts, Deezer gibi birçok dizine (dinleme platformu) dağıtıyorsunuz. Kullanıcıların bir kısmı platform içi aramalarla podcast’inizi görebilir. Ya da bu platformların algoritmasının izin verdiği kadar yayınınız keşfedilebilir. Ancak platformlar içi erişim ve keşfedilebilirlik ne yazık ki şu an için başarılı yayınları dinleyicilere ulaştırmak için yeterli düzeyde değil.

Ayrıca birçok potansiyel dinleyici için podcast alanı oldukça yeni. Kavramı bile yeni duyan hâlâ birçok kişi var. Bir taraftan mevcut podcast dinleyicilerinin dikkatini çekmeye çalışırken, bir taraftan da potansiyel dinleyicilere ilk deneyimlerini yaşatmak gibi bir misyonu da üstlenmeniz gerekir. Bu aynı zamanda “yenilikçi” bir yaklaşım sunacağı için size ve markanıza “değer” katacak bir unsura da dönüşebilir.

Bu nedenle, podcast’inizi yayınlamak tek başına yeterli olmayacaktır; yayınınızı ek tanıtım ve pazarlama araçlarını kullanarak hedef kitleniz için erişilebilir ve fark edilebilir hale getirmelisiniz. Bunu da 3’üncü başlığımızda vurguladığımız gibi daha planlama aşamasında belirlemişseniz her şey tıkır tıkır işler. Kullanacağınız sosyal medya mecraları belli mi? Auidogram (kısa ses odaklı video klip)  hazırladınız mı? E-bülten kullanacak mısınız? Basın bülteni hazırlayacak mısınız? Paylaşımlarda hangi etiketleri kullanacaksınız? Bunlar gibi sektörünüze ve hedef kitlenize göre farklı tanıtım araçlarını kullanmanız, üstelik tüm bu araçları her bölümünüz için düzenli biçimde yapmanız gerekir.

Podcast farkındalığının ve dinleme alışkanlığının oluşması için orta ve uzun vadeli bir planlama içerisinde hareket etmelisiniz. İlk yayınınızdan itibaren ilgili bir kitleye ulaşacaksınız. Her yeni yayında onların bir kısmı geri gelecek. Böylece zincirin halkaları gibi her bölüm ile birlikte birbirine eklenerek topluluğunuz zaman içerisinde büyüyecek. Ancak bunun için aktardığımız gibi her şeyi planlı ve başlangıçtaki öngörülerinize göre ilerletlemelisiniz.

5. ANALİZ YAPIYOR MUSUNUZ?

Podcast’inizi büyük bir heyecanla kaydediyor ve yayınlıyorsunuz. Süreci profesyonelce yönetiyorsunuz. Peki, her şey yolunda mı?

Hedef kitlenizden nasıl tepkiler, geri bildirimler alıyorsunuz? Hangi içerikleriniz daha çok dinleniyor? Gündemi takip ediyor musunuz: neler değişiyor, yeni beklentiler var mı? Yeni ne yapabilirsiniz? Eksik yaptığınız bir şey var mı? Hedeflerinizi büyütmek için zaman geldi mi?

Belirli aralıklarla bu soruları sormak ve yanıtlarını bulmak çok önemli. Podcast istatistiklerinizi inceleyebilir, her türlü kanaldan topladığınız veri ve geri bildirimleri analiz edebilirsiniz. Bu analizler neyi doğru, neyi eksik yaptığınızı anlamanıza yardımcı olur.

İşte uzun vadeli sürdürülebilir podcast yayınları ortaya çıkarmak için bu 5 unsuru başarılı biçimde uygulamalısınız. Yok, bu aktardıklarımızı göz ardı eder, tez elden heyecanla Spotify’daki yerinizi almayı “arzularsanız”, evet, çevrenizdeki birkaç kişiye linkini gönderebileceğiniz birkaç yayınınız Spotify’da yerini alabilir. Ama hepsi bu kadar. Hevesinizi almak yeterliyse sorun yok. Belki de sizin için iyi bir podcast dinleyicisi olarak devam etmek daha doğru bir tercih olabilir.

NOT: Bu yazı ilk olarak Gazete Duvar‘da yayınlanmıştır.

Okumaya devam et
Yorum yapmak için tıklayın

Yanıt Ver

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Spotify Ad Studio, Spotify Ads Manager olarak yeniden markalaşıyor

Spotify Ad Studio, her tür ve büyüklükteki reklamverenlere yönelik gelişmiş reklamcılık yetenekleriyle Spotify Ads Manager olarak yeniden markalandı.

Yayınlanma tarihi

=>

Spotify Ad Studio, her tür ve büyüklükteki reklamverenlere yönelik gelişmiş reklamcılık yetenekleriyle Spotify Ads Manager olarak yeniden markalandı.

Güncelleme ile, Spotify’da hedef kitlelere daha iyi ulaşmak ve sonuçları takip etmek için daha fazla araç ve reklam formatı sunulacak.

Spotify’ın 2. çeyrek kazanç raporunda yıllık %13’lük reklam geliri büyümesi duyurmasıyla birlikte bu gelişme yaşandı.

Spotify Ads Manager artık yeni bir tasarım, gelişmiş hedefleme yetenekleri, yeni reklam formatları ve katılım isteğe bağlı videolar içeriyor.

Yakında, reklamverenlerin kayıtlı kitlelerini yönetebilecekleri özel bir ana sayfa oluşturacak olan Audience Manager (Kitle Yöneticisi) adlı yeni bir özellik kullanıma sunulacak.

Spotify’ın Küresel Yükselen ve Ölçeklenen Reklamcılık Başkanı Sam Bevan şunları söyledi:

“Spotify’da, reklamverenlerin iş hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olan birinci sınıf bir reklam deneyimi sunmak için sürekli olarak yenilik yapıyoruz. Yeniden tasarlanan Spotify Ads Manager, her ölçekteki reklamverenin Spotify Reklamcılığına başlamasını ve 626 milyonluk yüksek etkileşimli kitlemizle bağlantı kurmasını her zamankinden daha kolay hale getiren gelişmiş kolaylık, kontrol ve performans getirdiğini paylaşmaktan heyecan duyuyorum.”

Okumaya devam et

Haberler

Spotify’ın ‘video podcast’e ilgisi artıyor

Müzik akış platformu olarak ünlenen, 2018 yılından itibaren podcast tarafına da hızlı yatırımlar yaparak “sesin her şeyi olmayı” hedefleyen Spotify, video tarafında büyüme eğilimleri göstermeye devam ediyor. Spotify CEO’su Daniel Ek, bir podcast söyleşisinde bir soru üzerine, “Giderek daha fazla içerik oluşturucunun video içerik yüklediğini görüyoruz. Günümüz tüketicileri formatları çok fazla önemsemiyor. Aslında ses, video ve hatta okuma arasında çok zahmetsizce geçiş yapıyorlar, özellikle de genç tüketiciler” dedi.

Yayınlanma tarihi

=>

Müzik akış platformu olarak ünlenen, 2018 yılından itibaren podcast tarafına da hızlı yatırımlar yaparak “sesin her şeyi olmayı” hedefleyen Spotify, video tarafında büyüme eğilimleri göstermeye devam ediyor. Spotify CEO’su Daniel Ek, bir podcast söyleşisinde bir soru üzerine, “Giderek daha fazla içerik oluşturucunun video içerik yüklediğini görüyoruz. Günümüz tüketicileri formatları çok fazla önemsemiyor. Aslında ses, video ve hatta okuma arasında çok zahmetsizce geçiş yapıyorlar, özellikle de genç tüketiciler” dedi.

Spotify CEO’su Daniel Ek, bir podcast söyleşisinde soruları yanıtlarken video podcast’e ilişkin sıcak mesajlar vermeye devam etti.

Soru: Artık büyük podcast’ler büyük ölçüde münhasır olmadığına göre, sektörün büyük bir kısmı video podcast’lere kaydıkça Spotify’da podcast etkileşimi nasıl değişti? YouTube gibi bir platforma kıyasla daha fazla içerik oluşturucuyu nasıl çekiyorsunuz ve etkileşimi nasıl artırıyorsunuz?

Daniel Ek: Her şeyden önce podcast’lerde çok sağlıklı bir etkileşim görüyoruz. Video podcast’lerimizin olduğu yerlerde etkileşim, yalnızca sesli olduğunda gördüğümüzden bile daha yüksek, bu da gerçekten olumlu bir kanıt. Bu aynı zamanda içerik oluşturucular arasında organik olarak kulaktan kulağa yayılmayı da sağlıyor. Dolayısıyla giderek daha fazla içerik oluşturucunun video içerik yüklediğini görüyoruz. Halihazırda yaklaşık çeyrek milyon var. Günümüz tüketicileri formatları çok fazla önemsemiyor. Aslında ses, video ve hatta okuma arasında çok zahmetsizce geçiş yapıyorlar, özellikle de genç tüketiciler. Dolayısıyla içerik oluşturucuların da buna yanıt vereceği ve içeriklerini mümkün olduğunca çok formatta sunmaları gerektiği açık.

Daha fazla içerik oluşturucu çekmenin yolu üç şeyden oluşan bir kova. Bence ilk kova Spotify platformuna özgü şeyler. Yani podcast yayıncıları, müzisyenler gibi şeyler, daha yüksek etkileşim ve dolayısıyla daha yüksek para kazanma görecekleri için dönüştürmek ve daha fazla şey eklemek için bir tür ana kova.

Bence ikinci bir kova daha var, yani bugün zaten diğer platformlara video yüklüyorsanız, maliyetlerinizin çoğunu zaten almışsınız demektir. Dolayısıyla bu maliyeti mümkün olduğunca çok platformda amorti etmeye çalışmak sizin için çok mantıklı. Ve bunu zaten kısa tarafta birçok insanın sadece bir platforma değil, birçok platforma yükleme yaptığı yerlerde görüyorsunuz. Bu davranışın bir kısmını Spotify’da da görmeye başladık.

Ve son olarak, Spotify platformunda diğer platformlara kıyasla çok daha iyi performans gösterecek şeyler olduğunu düşünüyorum. Örneğin, daha uzun biçimli içerikler Spotify’da videoda gerçekten iyi performans gösterme eğiliminde, çünkü insanlar arka plan ve ön plan arasında gidip geliyorlar. Ve bu, bir platform olarak geriye yaslanan geçmişimiz nedeniyle Spotify’da gerçekten iyi çalışan bir şey. Yani genel olarak çok güzel görünüyor ve elbette pek çok gelişme var ve her geçen gün daha fazla içerik oluşturucu platforma geliyor.

Okumaya devam et

Haberler

Steve Goldstein: Abonelikler neden çoğu podcast yayıncısı için çözüm değil?

The New York Times ve The Times gibi büyük yayıncılar podcast yayınlarını abonelik duvarının arkasına koymaya başlarken bu, çoğu podcast yayıncısı için uygun olmayan zorlu bir modeli içeriyor. Steve Goldstein, abonelik modeli içeren podcast yaklaşımının, cazibesine rağmen, pek çok kişinin umduğu altın bilet olmayabileceğini söylüyor.

Yayınlanma tarihi

=>

The New York Times kısa bir süre önce, oyunlar, yemek pişirme ve diğer niş içeriklerdeki başarılı stratejisini yansıtarak, yeni gelir elde etmek için podcast’lerinin çoğunu bir ödeme duvarının arkasına kaydırmayı planladığını duyurdu.

Geçmişte, The Times podcast’leri için düşük reklam gelirlerinden bahsetmişti, bu nedenle ödeme duvarı hamlesi onlar için daha kazançlı bir yol olabilir. Ancak bu, çoğu podcast yayıncısı için uygun olmayan zorlu bir model.

İşte abonelik podcast yaklaşımının, cazibesine rağmen, neden pek çok kişinin umduğu altın bilet olmayabileceği.

Abonelik Ülkesinde Çok Fazla Çalkantı Var

Medya dünyasının zeki gözlemcisi Evan Shapiro da dahil olmak üzere pek çok uzman, video abonelik modelini rahatsız eden bir sorunun altını çizdi: Abone kaybı.

Abone kaybı, abonelerin aboneliklerini iptal etme oranıdır ve giderek artıyor. Netflix ve Disney+ gibi platformlar aboneleri çekmek için orijinal içeriğe büyük yatırım yapıyor ancak onları elde tutmakta zorlanıyor. Shapiro’ya göre, premium yayın platformlarının aboneleri elde tutma oranı iki yılda %73 düştü. İnsanlar kaçıyor.

Video Aboneliklerinin Doygunluğu

Göçün neden gerçekleştiğini anlamak kolay: Video abonelik pazarı bir doygunluk noktasına ulaştı. Kredi kartı faturaları acımasız olabiliyor. Çoğu tüketici halihazırda Netflix, Hulu, Disney+, Max, Peacock, Paramount+ ve Amazon Prime gibi birden fazla abonelikle hokkabazlık yapıyor. Mevcut hizmetlerin çokluğu ve birden fazla aboneliği sürdürmenin maliyeti tüketicileri daha seçici hale getirdi.

Abonelik Evrenindeki Podcast’ler

Ses tarafında, insanlar zaten Spotify ve diğer hizmetlere abonelik için ödeme yapıyor. Aslında, Spotify en yapışkanlardan biri. Ancak podcast yayıncıları abonelik başarısı konusunda benzersiz zorluklarla karşılaşıyor. İzleyicilerden başka bir program veya podcast ağı aboneliği için ödeme yapmalarını beklemek zor bir satış. Ses ortamı mükemmel ücretsiz içeriklerle doymuş durumda. Dinleyiciler çok sayıda seçeneğe sahip. Bu erişilebilirlik podcast’leri bu kadar popüler ve yaygın yapan şeyin bir parçası.

İnsanlardan podcast’iniz için ödeme yapmalarını istemek için olağanüstü olmanız ve içeriğinizin kolayca kopyalanmaması gerekir. Yüksek bir çıta.

İyi haber: Bazı insanlar ödeme yapmaya istekli. Kötü haber: Çok fazla insan değil.

Signal Hill Insights‘ın Kurucusu ve Başkanı Jeff Vidler, Kanada’daki aylık podcast dinleyicilerinin %16’sının bir podcast ya da hizmete ücretli abonelikleri olduğunu söylüyor. Bu rakamların genellikle ABD verileriyle örtüştüğünü söylüyor. Rakamları tersine çevirirsek, podcast dinleyicilerinin %84’ü ödeme yapmıyor demektir. İsterseniz bunu verimli bir arazi olarak görebilirsiniz.

Bir abonelik işi başlatmanın birden fazla yolu var.

Apple erken davrandı ama nadiren veri paylaştıkları için işlerin nasıl gittiğini anlamak zor. Duyduklarımız, dikkat çekici şovlar için bile bunun zor olabileceği, çok fazla zaman gerektirdiği ve birçoğunun (çoğu?) abone hedeflerine ulaşmakta zorlandığı yönünde.

İstisnalar da var. Tüm Patreon’da en çok içerik üreten kişi 95.000 abonesi olan Matt and Shane’s Secret Podcast adlı bir podcast. Aslında, Patreon’da en çok kazanan 15 kişiden 10’u podcast yayıncısı. 14.000’den fazla abonesi olan Last Podcast on the Left her ay 100.000 dolardan biraz daha az kazanıyor. Etkileyici ama nadide bir örnek. En popüler 40. Patreon podcast’ine geldiğinizde, 2.100’den biraz fazla destekçileri var. Son üç ayın en popüler Patreon podcast’lerini buradan görebilirsiniz.

Freemium ile Premium’u harmanlayın

Aboneliklerle başlayan podcast yayıncıları için daha uygun bir yaklaşım, genellikle temel içeriğin ücretsiz kaldığı, ancak ek, özel içeriğin premium olarak sunulduğu freemium modelidir. Bu yaklaşım, sıradan dinleyicilere ve ekstra içerik için ödeme yapmaya istekli sadık hayranlara hitap edebilir. Erişilebilirlik ve para kazanma arasında denge kurarak podcast yayıncılarının gelir potansiyelinden ödün vermeden kitlelerini büyütmelerine yardımcı olur.

Wondery, Pushkin ve Lemonada gibi podcast ağlarının durumunu düşünün. Bu şirketler, reklamların ötesinde gelir akışlarını çeşitlendirmeye yardımcı olan abonelikler sunuyor. Bu, kolay olmasa da akıllıca bir görev gibi görünüyor.

Podcaster’ın İkilemi

New York Times’ın ses girişiminin büyük bir hayranıyım. Yıllar önce, günlük bir programın nasıl yapılacağı konusunda podcast sektörüne ders verdiler ve birçok kez sınırları zorladılar.

New York Times örneğinde bile, podcast’ler ücretli ve ücretsiz bir karışım olacak. Örneğin, The Daily’nin en yeni bölümleri birkaç günlüğüne ücretsiz olacak ve kütüphane ödeme duvarının arkasında yer alacak.

Sonunun nereye varacağını kim bilebilir? Anekdot olarak, kendi ses uygulamalarının kullanımı karışıktı. Bugün bile, karışımla maymunluk yapıyorlar. Sadece uygulamada yer alan The Headlines podcast’i sık sık The Times web sitesinin ön sayfasında yer alıyor.

Yapmalı mısın?

Pek çok podcast yayıncısı aboneliği deneyip denemeyeceklerini merak ediyor. New York Times’ın podcast’leri bir ödeme duvarının arkasına koyması dikkate değer bir deney, ancak bu herkese uyan tek bir çözüm değil. Gerçek şu ki, içerik bombardımanına tutulan ortalama bir dinleyicinin, olağanüstü bir değer sunmadığı sürece bir podcast için ödeme yapması pek olası değil.

Abonelikli TV hizmetlerindeki yüksek kayıp oranları uyarıcı bir hikaye niteliğinde. Yüksek değerli içerik yaratmak, izleyici sadakatini teşvik etmek ve çeşitlendirilmiş para kazanma stratejilerini keşfetmek çoğu podcast yayıncısı için daha sürdürülebilir bir yol. Medya ortamı gelişmeye devam ettikçe, uyarlanabilirlik ve izleyici bağlantısı podcasting’de başarının temel taşları olmaya devam edecek.

Kaynak: Steve Goldstein / RainNews

 

Okumaya devam et

En son