Bizimle iletişime geçin

Haberler

Podcast’in Geleceğine Damga Vuracak 4 Trend

Podcast endüstrisi, teknoloji ve dijitalleşmenin büyük değişime uğrattığı iletişim alanında kendi yerini, gücünü arıyor ve tasarlıyor. İş ve özel yaşamın teknolojiyle değişen dinamikleri, mobil yaşamla birlikte farklılaşan ihtiyaç ve alışkanlıklar, “sesin” daha fazla günlük yaşamımızın içerisinde yer alacağını gösteriyor.

Yayınlanma tarihi

on

Podcast yayıncılığı Spotify, Apple gibi büyük teknoloji yatırımcıları, içerik geliştiriciler ve yayıncılar, dinleyiciler, markalar, reklamverenler ve start-up’larıyla gelişmeye, derinlik kazanmaya devam ediyor.

Podcast’e ilgi yoğunlaşsa da tüm aktörlerin hâlâ bir “keşif süreci” yaşadığını söyleyebiliriz. Teknoloji şirketleri yayınları dinleyiciye daha etkin ulaştırabilmek için yeni araçlar ve ürünler geliştirmeyi, keşfedilebilirliği artırmayı, daha işlevsel altyapılar sunmayı sürdürüyor.

İçerik geliştiriciler, hedef kitlelerini tanımlayarak daha kaliteli içerikler geliştirme arayışlarını sürdürüyor. Sosyal medya ve dijital reklam yorgunu markalar hedef kitleleriyle daha güçlü ve duygusal bağ kurabilmek için podcast’ten nasıl yararlanabileceğini anlamaya, öğrenmeye devam ediyor.

Reklamverenler, pazarlama çalışmalarına podcast mecrasını nasıl entegre edebileceklerini, en iyi sonucun nasıl alınacağını, sponsorluk fırsatlarını kavrama uğraşı veriyor.

Birçok küçük ve orta düzey start-up girişimi büyük teknoloji şirketlerinin etrafında daha işlevsel podcast araçları geliştirerek bu büyüyen sektörde konumlanmaya ve pay almaya çalışıyor.

Tüm bunların özünde odaklandığı dinleyiciler ise, kendilerini “oynat” düğmesine basmaya ikna edecek kalitede içerikler bulma, keşfetme arayışını sürdürüyor.

Bugün itibariyle bu keşif yolculuklarının genel fotoğrafına baktığımızda etkileyici bir eşik aşımı olduğunu henüz söyleyemeyiz. Ama yukarıda andığım her aktör açısından da kendi hikâyeleri yönünden güçlü bir yönelim olduğunu da söyleyebiliriz.

Her aktör doğrusunun ve en iyisinin ne olduğunu bulmaya, keşfetmeye, bunlar mümkün olmuyorsa “tasarlamaya” çalışıyor.

Bu arayış, keşif ve gelişim devam ederken 24-25 Mayıs tarihlerinde İngiltere’nin başkenti Londra’da podcast sektörünün en önemli etkinliklerinden birisi olan The Podcast Show’22 gerçekleştirildi. İki gün süren festival boyunca 2 binden fazla katılımcı etkinlikleri izledi.

Organizasyon boyunca birçok söyleşi ve sunumlar gerçekleştirilirken bazı başlıklar ön plana çıktı. Podcast sektörünün önemli markalarından birisi olan Listen da zirveye damga vuran bu başlıkları özetleyen güzel bir yazı yayınladı.

İÇERİK… İÇERİK… İÇERİK

Peki, ön plana çıkan bu başlıklar neler oldu?

Örneğin, bir kez daha “içerik” konusuna hemen her oturumda güçlü biçimde dikkat çekildi.

“Podcast’inizi nasıl tanıtıyor olursanız olun, içerik kaliteli olmadıkça asla sadık bir kitle oluşturamazsınız. Bu, yalnızca ses ekipmanına büyük yatırım yapmak veya ürettiğiniz içerikle herkesi memnun etmeye çalışmak anlamına gelmez. Yapmaya çalıştığınız şeyin kalbindeki özgünlük anlamına gelir.”

Kaliteli içerik geçmişte de, bugün de ve gelecekte de podcast’in temeli olmaya devam edecek. Kaliteli içerik ise, podcast’inizi dinlemesini istediğiniz hedef kitleniz için neyin “değerli” olduğunu anlamanız ve bu değeri karşılayacak içerikler üretebilmenizle alakalı. Bunu öğrenmek için hedef kitlenizi iyi analiz etmeniz, ihtiyaç ve beklentilerini öğrenmek işinizi kolaylaştıracaktır. Bunu başarmadan öznel değerlendirmelerinizle hazırlayıp yayınlayacağınız içeriklere, evet siz belki kıymet veriyor olabilirsiniz, ama hepsi bu kadar olabilir. Yoksa yaygın biçimde dile getirildiği gibi “podcast dinlenmiyor” mazeretine sığınanlar arasına katılmanız kaçınılmaz olur.

PODCAST’İN GELECEĞİ VİDEO PODCAST’TE

The Podcast Show’22’de üzerinde sıklıkla durulan bir başka unsur da “video podcast’in” yükselişi oldu. Uzun bir süredir devam eden “podcast yalnızca ses odaklı platformlarında yayınlanmalı, Youtube gibi video odaklı mecralarda yayınlanmamalı” tartışması sona ermek üzere. ABD ve Almanya gibi ülkelerde Youtube’un podcast dinlemede ilk sıralarda yer alması video platformlarında podcast yayınlamaya direnenleri pes ettirmiş gibi gözüküyor. Bunda da kuşkusuz, Spotify’ın video podcast’e, Youtube’un da podcast’e ciddi yatırım yapmaya başlaması, dinleyicilerin video ile ses arasında esnek bir seçenek istemesi etkili oldu. Kullanıcıların video ile podcast arasındaki deneyimleri ikisi arasında hibrit bir yapının ve alışkanlıkların güçlenmesini destekledi. Dolasıyla etkinlikler sırasında podcast endüstrisinin geleceğinin video podcast’ler üzerinden ilerleyeceğine bol bol vurgu yapıldı.

Z KUŞAĞI SATIN ALMAK DEĞİL, KATILMAK İSTİYOR

Yine The Podcast Show’22’de çokça konuşulan konulardan birisi de “Z kuşağı” oldu.

“IAB’ye göre Z Kuşağı günde en az 8 saatini ekran başında geçirirken, pazarlamacıların dikkatlerini çekmek için sadece 8 saniyesi var. Peki bu anlaşılması zor kitleyle nasıl bağlantı kurabiliriz? Bu, Podcast Show’un açılışında tartışılan büyük sorulardan biriydi.”

Z kuşağıyla ilgili hemen her sektörde, her boyutuyla araştırmalar yapılıyor, beklenti ve davranışları anlaşılmaya çalışılıyor. Festival’de de birçok rapor üzerinden tartışmalar yürütüldü. Resonate Recordings’ten Isabella Maxey’nin yerinde bir şekilde belirttiği gibi, “Z kuşağı markanızı satın almak istemiyor, ona katılmak istiyor. Z kuşağı kesinlikle çok sayıda kanaldaki içeriğe aç, ancak bunun da ötesinde, markanızın dünyasına dahil olmak ve davetli olmak istiyor.”

MARKALAR REKLAM DEĞİL, DEĞER SUNMALI

Podcast Show 2022’de üzerinde kafa yorulan başlıklardan birisi de şirketlerin, markaların kitleleriyle bağlantı kurmak için podcast’in gücünden nasıl yararlanabileceklerine ilişkin tartışmalar oldu. “Sesin gücü” markaları her geçen gün daha fazla podcast’e çekiyor; ancak bu yeni nesil mecrayı tam olarak nasıl kullanması gerektiğini bilen marka sayısı çok az.

Özellikle Signal Hill Insights’ın Kurucusu Jeff Vidler’in vurgusu çok önemli: “Markalar, kılık değiştirmiş bir reklamından ziyade, insanların gerçekten duymak istedikleri bir şey yaratmaya nasıl odaklanmaları gerektiğini öğrenmeli.”

Kimse bir marka adına oluşturulmuş bir podcast içeriğinde doğrudan bir reklam pazarlamasına maruz kalmak istemiyor. Ancak potansiyel dinleyicisine “bir eğlence, bilgi, farkındalık ve benzeri” bir değer sunan, ama doğrudan markayla ilgili olmasa bile, markanın temsil ettiği değerlere odaklanan içerikler sunan podcast’lerin dikkat ve dinleyici çekmesi güçlü bir olasılık.

Özetle, podcast endüstrisi, teknoloji ve dijitalleşmenin büyük değişime uğrattığı iletişim alanında kendi yerini, gücünü arıyor ve tasarlıyor. İş ve özel yaşamın teknolojiyle değişen dinamikleri, mobil yaşamla birlikte farklılaşan ihtiyaç ve alışkanlıklar, “sesin” daha fazla günlük yaşamımızın içerisinde yer alacağını gösteriyor.

Yakın gelecekte, yukarda aktardığımız gibi “içerik kalitesi, video podcast’ler, Z kuşağının beklentisinin karşılanması ve markaların ‘sesi’ doğru anlaması” podcast’in gelişim ivmesini belirleyen unsurlar olacak gibi gözüküyor.

NOT: Bu yazı ilk olarak Gazete Duvar‘da yayınlanmıştır.

Okumaya devam et
Yorum yapmak için tıklayın

Yanıt Ver

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Buzzsprout, benzersiz ve aranabilir başlıkları bulan ücretsiz ‘Podcast Adı Oluşturucu’ başlattı

Buzzsprout, yalnızca yeni şovlar için güçlü başlıklar bulmakla kalmayıp aynı zamanda her fikri Podcast Endeksi’ne göre kontrol ederek gerçek zamanlı olarak “Benzersiz” ve “Kullanımda” olan başlıkları işaretleyen ücretsiz bir Podcast Adı Oluşturucu başlattı.

Yayınlanma tarihi

=>

Buzzsprout, yalnızca yeni şovlar için güçlü başlıklar bulmakla kalmayıp aynı zamanda her fikri Podcast Endeksi’ne göre kontrol ederek gerçek zamanlı olarak “Benzersiz” ve “Kullanımda” olan başlıkları işaretleyen ücretsiz bir Podcast Adı Oluşturucu başlattı.

Buzzsprout Pazarlama Müdürü Alban Brooke, “Harika bir podcast ismi seçmek günlerce süren beyin fırtınası gerektirmez. Bize programınızın ne hakkında olduğunu söyleyin, akılda kalıcı, aranabilir isimler önerelim ve hangilerinin benzersiz olduğunu size bildirelim, böylece güvenle yayına başlayabilirsiniz” dedi.

Nasıl çalışıyor?

  • Kişiye özel öneriler: Gösterinizin açıklamasını girin (isterseniz ton ve format da belirtebilirsiniz). Oluşturucu, konseptinize uygun bir düzine isim üretir.
  • Keşif için tasarlandı: Fikirler açıklık, hatırlama ve “radyo testi” (bir kez duyduktan sonra söylemesi, yazması ve araması kolay) için optimize edilmiştir.
  • Benzersizlik kontrolü: Her fikir, The Podcast Index’te yapılan aramaya göre Benzersiz (tam eşleşme bulunamadı) veya Kullanımda (tam eşleşme bulundu) olarak etiketlenir.
  • Tek tıkla başlat: Favorinizi seçin ve Buzzsprout’ta başlığı önceden doldurulmuş podcast’inizi başlatın.

Araca buzzsprout.com/podcast-name-generator adresinden ulaşabilir ve kullanabilirsiniz. Araç tüm podcast yayıncıları için ücretsiz.

Okumaya devam et

Haberler

Uluslararası Podcast Günü: Açık Web Neden Hala Önemli?

Her yıl 30 Eylül’de, dünyanın dört bir yanındaki podcast yayıncıları ve dinleyiciler Uluslararası Podcast Günü’nü kutluyor. Başlangıçta 2014 yılında “Ulusal Podcast Günü” olarak kurulan ve 2015 yılında Steve Lee tarafından “Uluslararası Podcast Günü” olarak yeniden adlandırılan bu yıllık etkinlik, podcasting’in kıtalar, kültürler ve topluluklar arasında sesleri birbirine bağlama konusundaki eşsiz gücünü takdir ediyor.

Yayınlanma tarihi

=>

Her yıl 30 Eylül’de, dünyanın dört bir yanındaki podcast yayıncıları ve dinleyiciler Uluslararası Podcast Günü’nü kutluyor.

Başlangıçta 2014 yılında “Ulusal Podcast Günü” olarak kurulan ve 2015 yılında Steve Lee tarafından “Uluslararası Podcast Günü” olarak yeniden adlandırılan bu yıllık etkinlik, podcasting’in kıtalar, kültürler ve topluluklar arasında sesleri birbirine bağlama konusundaki eşsiz gücünü takdir ediyor.

Peki podcast’i diğer içerik platformlarından farklı kılan şey nedir? Tek bir şey: RSS akışı.

RSS Akışı: Podcasting’in Gizli Silahı

Ben Richardson, 2013 yılında RSS.com alan adını satın aldığında podcast yapmayı hiç düşünmüyordu. Google Reader kapandıktan sonra RSS besleme okuyucularını kurtarmaya çalışıyordu. Ancak zamanla bir şey netleşti: Podcast dinleyicileri (ve sunucuları!) RSS beslemeleri hakkında sorular sormaya devam ediyordu.

Bu gözlem, yıllarca açık kaynaklı bir podcasting platformu olan Podcast Generator’ı geliştiren Alberto Betella ile bir ortaklığa yol açtı.

Ben ve Alberto, Ocak 2018’de RSS.com’u kurdular ve temel inançları şuydu: Podcasting açık, erişilebilir ve tek bir engelleyiciye bağlı kalmadan özgür kalmalı.

İşte tam bu noktada RSS akışı devreye giriyor; podcasting’i gerçek anlamda bağımsız kılan güçlü bir teknoloji.

RSS akışı podcasting’in omurgasıdır . 

İşte önemi:

  • Bağımsızlık – Hiçbir bekçi sizi tek başına durduramaz. İçeriğinizi ve hedef kitlenizi kontrol eden sosyal medya platformlarının veya yayın hizmetlerinin aksine, bir RSS akışı size aittir. 
  • Dinleyiciler programınıza abone olduklarında, bir platformun algoritmasına değil, yayın akışınıza abone olurlar. Kontrol sizdedir. İzleyicilerinizle olan ilişkinin sahibi sizsiniz.
  • Taşınabilirlik – Tek bir akış her platforma ulaşır. Bir RSS akışı oluşturur, Spotify ve Apple Podcasts gibi dizinlere gönderirsiniz ve içeriğiniz dünyanın dört bir yanındaki dinleyicilere özgürce ulaşır. 
  • Bu açık mimari, dünyanın herhangi bir yerinde barındırılan bir podcast’in her yerde dinlenebileceği anlamına geliyor.
  • Sahiplik – Platformun değil, hedef kitlenizin sahibi sizsiniz. Abone listeniz, içeriğiniz, dağıtımınız, hepsi sizin elinizde kalır. 
  • Hiçbir şirket bir gecede kurallarınızı değiştiremez veya izleyicilerinizi rehin tutamaz.
  • Uzun Ömürlülük – Platformlar gelip geçer, ancak RSS açık kalır. 

Google+’ı hatırlıyor musunuz? Vine’ı? Twitter bile tanınmayacak kadar değişti. 

RSS, 1999’dan beri varlığını sürdürüyor ve bugün trend olan her platformdan daha uzun süre varlığını sürdürecek çünkü kimseye ait değil. Açık bir standart.

Bu arada, şu uyarıyı paylaşmasak olmazdı: Eğer RSS beslemesi olmadan sadece Spotify veya YouTube’da yayın yapıyorsanız, duvarlarla çevrili bahçelerde sıkışıp kalmışsınız demektir. 

Programınız yalnızca onların izin verdiği yerde var olur. Şartlarını değiştirdikleri, bir özelliği sonlandırdıkları veya içeriğinizin onların modeline uymadığına karar verdikleri gün, sıfırdan başlamak zorunda kalabilirsiniz.

RSS Yerel ve Niş Sesleri Etkinleştirir

Bu bağımsızlık ve taşınabilirlik, güçlü bir şeyin kilidini açıyor: Ne kadar küçük veya dağınık olursa olsun, belirli topluluklarla doğrudan konuşma yeteneği.

Radyo her zaman yereldi, ancak yalnızca coğrafya ve yayın kulelerinin sınırları dahilinde. Podcast ise aynı yerel sesi alıp onu sınırsız hale getiriyor. Küçük bir kasabada kaydedilen bir program, sokağın karşısındaki biri için de okyanusun ötesindeki biri için de aynı derecede erişilebilir olabilir.

Şu senaryoları düşünün: 

  • Arizona’daki bir danışman, ofisine gelip kendilerini eğitemeyen insanlara yardımcı olmak için bölgesindeki çeşitli ruh sağlığı konuları hakkında bir podcast oluşturuyor 
  • Bir diaspora topluluğu kıtalar arası kültürel bağlantıları sürdürür 
  • Aynı sektörde, ancak farklı şehirlerde faaliyet gösteren küçük işletme sahipleri pratik tavsiyeler paylaşıyor 
  • Nadir görülen bir tıbbi rahatsızlığı olan çocukların ebeveynleri birbirlerini buluyor ve destek ağları oluşturuyor

RSS’in mümkün kıldığı şey budur.

Etki yaratmak için milyonlarca dinleyiciye ihtiyacınız yok. Doğru dinleyicilere ihtiyacınız var. Söyleyeceklerinizi derinden önemseyenlere. Sesinizde akrabalık bulanlara.

RSS.com’un kurucu ekibi bunu en başından beri biliyordu. Avrupa’da çalışan Alberto ve Teksas’ta yaşayan Ben, yüz yüze görüşmeden önce şirketlerini kıtalar arasında kurdular. 

Gayrimenkul, teknoloji, akademi ve yeni kurulan şirketler gibi çeşitli geçmişleri, temel bir ilkeyi şekillendirdi: her ses duyulmayı hak ediyor ve dilsel ve kültürel çeşitlilik bu ortamı güçlendiriyor.

Podcast’i Erişilebilir Hale Getirmek

Podcast yayıncılığına giriş engelleri düşük olmalı. Alberto, 2005 yılında Podcast Generator’ı ücretsiz ve açık kaynaklı hale getirerek bu vizyonu benimsemişti.

Aynı prensip bugün RSS.com’u yönlendiriyor: Herkesin kullanabileceği, erişilebilir bir fiyat noktasında güçlü araçlar.

Podcasting erişilebilir hale geldiğinde, yerel hikayeler anlatılmaya başlanıyor. 

Niş topluluklar seslerini buluyor.

Küçük bir kasabadaki biri, dünyanın dört bir yanındaki dinleyicilere ulaşabilir.

Vermont’ta arıcılıkla ilgili bir podcast, Avustralya’da sadık hayranlar bulabilir.

Bölgesel mutfakları konu alan bir program, dünyanın dört bir yanındaki yemek tutkunlarına ilham verebilir.

Tüm bunlar RSS’in ortamı açık tutması sayesinde mümkün oluyor.

Açık Web’i kutlayın

Bu Uluslararası Podcast Günü’nde, yalnızca podcasting’in büyümesini değil, bunu mümkün kılan açık RSS akışını da kutlayalım. 

Onsuz, podcasting sadece duvarlarla çevrili bir bahçe olurdu. Podcasting sayesinde ise, internetteki son gerçek açık mecralardan biri olmaya devam ediyor.

Eğer bir podcast başlatmayı düşündüyseniz, şimdi tam zamanı. Sesinizin özgürce yaşaması ve dünyayla sizin şartlarınızla paylaşılması gerekiyor, bir algoritmanın değil.

Podcast’inizi başlatmaya hazır mısınız? Bugün ücretsiz başlayın ve bu Uluslararası Podcast Günü’nde seslerini paylaşan dünyanın dört bir yanındaki podcast yayıncılarına katılın. Üç ay ücretsiz hizmet için ödeme sırasında “FRIENDS” kodunu kullanın!

Kaynak: RSS.com

Okumaya devam et

Haberler

YouTube’un rakibi Vimeo, Bending Spoons tarafından satın alındı

YouTube’un önemli bir rakibi olan video paylaşım sitesi Vimeo, Bending Spoons tarafından 1,38 milyar dolara satın alındı.

Yayınlanma tarihi

=>

YouTube’un önemli bir rakibi olan video paylaşım sitesi Vimeo, Bending Spoons tarafından 1,38 milyar dolara satın alındı. Bending Spoons geçen yıl Streamyard’ı satın almış ve aylık fiyatını neredeyse iki katına çıkarmıştı. Ayrıca Evernote’un fiyatını iki katına, Meetup’ın fiyatını ise üç katına çıkardı. Şirket ayrıca WeTransfer ve video barındırma ve yayın platformu Brightcove’un da sahibi.

YouTube’un en önemli rakiplerinden biri olan video platformu, yaklaşık 1,38 milyar dolar değerindeki nakit bir anlaşmayla Avrupalı ​​teknoloji şirketi Bending Spoons tarafından satın alındı.

İtalya, Milano merkezli Bending Spoons, Evernote, Issuu, Meetup, Remini, StreamYard, Splice ve WeTransfer dahil olmak üzere bir dizi dijital teknoloji şirketini satın aldı. Şirket, ürünlerinin şu anda her ay 300 milyondan fazla kişi tarafından kullanıldığını iddia ediyor.

Vimeo yönetim kurulu tarafından oybirliğiyle onaylanan Bending Spoon’un Vimeo’yu satın alma işleminin, Vimeo hissedarlarının onayına, olağan kapanış koşullarına ve düzenleyici onaylara tabi olarak 2025’in dördüncü çeyreğinde tamamlanması bekleniyor. İşlem tamamlandığında, Vimeo özel bir şirket haline gelecek ve hisseleri artık hiçbir halka açık borsada işlem görmeyecek.

New York merkezli  Vimeo, 2021 yılında Barry Diller’ın IAC internet holdinginden ayrılarak bağımsız ve halka açık bir kuruluş haline geldi. Vimeo, 2004 yılında CollegeHumor’ın bir yan kuruluşu olarak faaliyete geçti ve 2006 yılında IAC’nin o dönem CollegeHumor’ın sahibi olan Connected Ventures’ı 26 milyon dolara satın almasıyla IAC’nin bir parçası oldu.

Vimeo bir zamanlar genel bir video platformu olarak öne çıkmış, hatta bağımsız film yapımcıları ve içerik üreticileri için bir tür Netflix olarak konumlandırılan bir abonelik yayın hizmeti başlatmayı bile planlamıştı. Vimeo daha sonra tamamen kurumsal müşterilere yönelik video yayın hizmetleri sunmaya yöneldi.

Vimeo, geçen hafta daha verimli çalışabilmek amacıyla çalışanlarının yaklaşık %10’unu işten çıkaracağını duyurdu. Vimeo’nun başkanı Glenn H. Schiffman yaptığı açıklamada, “Stratejik alternatiflerin disiplinli bir incelemesinin ardından, yönetim kurulu oybirliğiyle bu tamamen nakit işlemin Vimeo hissedarlarına ikna edici ve kesin bir değer sağladığına ve şirketin Bending Spoons’un bir parçası olarak stratejik yol haritasını hızlandırmasına olanak sağladığına karar verdi. Müşterilerimiz, çalışanlarımız ve markamız için doğru uzun vadeli ortak olduklarından eminiz” dedi.

Bending Spoons CEO’su ve kurucu ortağı Luca Ferrari, “Vimeo, video alanında öncü bir marka olup, tutkulu ve küresel bir içerik oluşturucu ve işletme topluluğuna hizmet veriyor. Bending Spoons olarak, şirketleri süresiz olarak sahip olma ve işletme beklentisiyle satın alıyoruz ve birlikte yeni zirvelere ulaşırken Vimeo’nun tüm potansiyelini ortaya çıkarmayı dört gözle bekliyoruz” dedi.

Ferrari, Bending Spoons’un ABD’deki ve diğer “öncelikli pazarlardaki” Vimeo’nun işine “iddialı yatırımlar” yapmayı ve “hem yaratıcı hem de kurumsal teklifleri kapsayan işin tüm kilit alanlarına” yatırım yapmayı planladığını sözlerine ekledi.

Geçtiğimiz yıl şirkete katılan eski Google yöneticisi Vimeo CEO’su Philip Moyer, “Bending Spoons, Vimeo ekibine, müşterilerimize ve hizmet verdiğimiz içerik üretici topluluğuna büyük saygı duyuyor. Luca ve ekibi, ürünümüzü tüm segmentlere yaymaya kararlı: Self Servis, OTT/Vimeo Yayın Akışı ve Vimeo Enterprise. İşletmeler için dünyanın en yenilikçi ve güvenilir video platformu olma küresel misyonumuza doğru ilerlemeye devam ederken, ekibimiz ve müşterilerimiz için daha da fazla odaklanma olanağı sağlayacağına inandığımız bu ortaklıktan heyecan duyuyoruz” dedi.

Anlaşma şartlarına göre, Vimeo hissedarları sahip oldukları her Vimeo sermaye hissesi için hisse başına 7,85 ABD doları nakit alacaklar. Hisse başına satın alma fiyatı, Vimeo’nun 9 Eylül 2025 piyasa kapanışı itibarıyla 60 günlük hacim ağırlıklı ortalama hisse fiyatına göre %91 prim anlamına geliyor.

Kaynak: Variety

Okumaya devam et

En son