Bizimle iletişime geçin

Haberler

Podcast Yayıncıları için Patreon: Yayınınızdan Nasıl Para Kazabilirsiniz?

Podcastiniz için bir Patreon hesabı açmayı öğrenebilir ve yayınınızın sadık dinleyicilerini ücret ödeyen abonelere dönüştürmek için yönlendirebilirsiniz.

Yayınlanma tarihi

on

Podcastiniz için bir Patreon hesabı açmayı öğrenebilir ve yayınınızın sadık dinleyicilerini ücret ödeyen abonelere dönüştürmek için yönlendirebilirsiniz.

Patreon, podcastinizi sabit bir gelir kaynağına dönüştürebilir. Reklam ve sponsorluklar her zaman öngörülebilir bir gelir akışı sağlamaz. Zira, bu yöntemler her zaman inişleri ve çıkışları beraberinde getirebilir. Ancak Patreon yeni bir alternatif olmasa da sizin için harika bir alternatif olabilir ve etkileşim kurma konusunda benzersiz bir şekilde en çok kullandığınız ara bağlantı olabilir. Yayınınızın çevresinde bir topluluk ile özel bir bağ kurabilirsiniz. Ki bu, basit parasal kazancın ötesinde çok fazla değere sahiptir.

Bu makale; Patreon’un nasıl çalıştığınız, neden yayınınız için bir Patreon hesabı açmanız gerektiğini ve bunun yayınınız için nasıl yarar sağlayacağını ele alacaktır. Ayrıca insanlara yayınınızı desteklemeleri için mükemmel teşvikleri nasıl sunacağınızı da inceleyeceğiz.

Patreon nedir?

Patreon, yarattığınız şeyler için ödeme almanıza yardımcı olacak bir platformdur. Yani ücretsiz bir podcast yapıyorsanız, Patreon bundan para kazanmanıza yardımcı olabilir.

İnsanlar, size her ay veya oluşturduğunuz her şey (örneğin, Patreon’a özel yayınlarınız) karşılığında akışınıza erişiler. Öyle ki, bonus içerikten canlı yayınlara ve el yazması mektuplara kadar her şeyi içerisinde barındırır.

Patreon’un da farklı üyelik katmanları var. Böylece farklı katkılar için farklı düzeylerde ödüller belirleyebilirsiniz. Örneğin; bölüm başına 1 dolar bağış yapan kişilere sahne arkası içeriği ve 5 dolar bağış yapan kişilere de bölümlere özel notlar gibi ekstra karşılıklar verebilirsiniz.

Hangi teşviklerin sunulacağına nasıl karar verileceği konusunda daha sonra daha fazla ayrıntıya gireceğiz.

Podcast Yayıncıları için Patreon’un Faydaları

Patreon, bir topluluk oluştururken podcastinizden para kazanmak için mükemmel bir araçtır.

İşte bir Patreon hesabı oluşturmak isteyebileceğiniz en önemli üç neden:

1. Patreon Podcastinizi Sağlam Bir Gelir Kaynağı Haline Getirebilir

İnsanlar yaptığınız şeye gerçekten değer veriyorsa, muhtemelen fazlasına erişmek isteyebilirler ve Patreon hesabınızdaki aboneliği bu özel erişime sahip olabilirler.

Patreon, podcastinizin ömür boyunca sürekli bağış yapan kişilerle yaratıcı projenizi uzun vadede finanse edebilir. Bu, öngörülebilir, istikrarlı bir gelir akışı istiyorsanız, reklam geliri veya sponsorluk anlaşmalarından daha güvenilir olmasını sağlar.

2. Bir Topluluk Anlayışı Oluşturun

Patreon, en adanmış dinleyicilerinizle bağlantı kurma konusunda harikadır. Hayranlarınızın parçası olabileceği havalı bir “içeriden öğrenenler” kulübü kurabilirsiniz. Patreon üyelerinizi, podcastinizi, birbirleriyle arkadaş olmak için bir başlangıç noktası olarak kullanarak bile bulabilirsiniz.

Kullanıcılara sunduğunuz üyelik avantajlarıyla bu topluluğu oluşturmaya yardımcı olabilirsiniz. Örneğin; destekçilere sadece onlar için özel kurduğunuz bir Facebook grubuna erişim verebilirsiniz veya özel bir canlı yayına ev sahipliği yapabilirsiniz. Ne tür avantajların verilebileceği konusunda daha sonra daha ayrıntılı olarak yer vereceğiz. Ancak asıl mesele, sizinle destekçileriniz arasında bir bağlantı oluşturacak bir şey seçmektir.

3. Sadık Dinleyicilerden Geri Bildirim Alın

Kitleniz, size geri bildirim ve yeni fikirler vermek için mükemmel bir odak grubudur. İçeriğinizi zaten biliyorlar ve beğeniyorlar. Haliyle Patreon timeline’ınızda yayınladığınız her şeye yorum yapabilirler. Öyleyse fikirlerini sormamak için bir sebep var mı? Soru-Cevap kısmında podcast bölümleri için fikirlere ve bölüm açıklamalarıyla ilgili geri bildirimlere kadar her şeyi onlardan isteyebilirsiniz.

4. Patreon’u Podcaster Olarak Kullanmak İçin En İyi Uygulamalar

Patreon hesabınızı açmaya karar verdiniz, peki şimdi ne olacak? Patreon’u kullanmanın birçok farklı yolu vardır ve bunların hepsi size ve hedeflerinize bağlıdır. Bununla birlikte, çoğu podcast yayıncısı için geçerli olan bazı en iyi uygulamalar var.

İşte başlangıç aşamasında size yardımcı olacak ipuçlar:

4.1. Şeffaf Olun

Açıkça söylemek gerekirse; İnsanlardan para istiyorsanız, onları akıllıca kullandıklarına ikna etmelisiniz ve bunu yapmanın en kolay yolu da aldığınız paranın nerelere gideceğini açıkça söylemelisiniz. Bu nedenle, Patreon’dan elde ettiğiniz ekstra gelir ile podcastiniz için yeni bir mikrofon almayı planlıyorsanız, bunu tüm destekçilerimize söyleyin.

Mali durumunuz hakkında ne kadar ayrıntılı bilgi vereceğiniz size kalmış. Bazı insanlar Patreon’da ne kadar kazandıklarını söylemeyi tercih ederken, bazıları da bu kazanç bilgisini gizli tutmayı tercih ediyor. Ancak insanların parasını nasıl harcadığınıza dair bir fikir verebilirseniz, ekonomik anlamda size güvenmeleri daha olasıdır.

4.2. Değerli Avantajlar Sunun

Destekçilerinize sunduğunuz teşvikler, insanların size abone olmasını sağlayan anahtarlardır. Gerçekten değerli olan, ana podcastinizden fazla zamana mâl olmayan şeyleri seçmelisiniz. En iyi avantajlar, kitlenizin ne istediğine ve neler sunabileceğinize bağlıdır.

Mesela;

  • Bonus bölümler
  • Çekim arkası görüntüleri/sesleri
  • Online topluluklar
  • Birebir danışmanlık görüşmeleri
  • Özel soru-cevap/canlı yayınlar
  • Yaklaşan bölüm duyuruları
  • Maddi hediyeler veya el yazısı ile yazdığınız mektuplar
  • Yarışmalar

Kitlenizi iyi tanımalısınız ki yankı uyandıracak şeyleri seçebilirsiniz. Bunun için de kitlenize sorular sormayı hatta küçük anketler hazırlamayı aklınızda tutmalısınız.

4.3. Ayrıcalıkları Sürekli Halde Tutun

Patreon’un uzun vadeli, güvenilir bir gelir kaynağınız olmasını istiyorsanız, insanlara podcastinizi desteklemeye devam etmeleri için bir neden vermelisiniz.

Bu nedenle, sunduğunuz avantajlardan bazıları ekstra içeriğe anında erişim gibi tek seferlik olsa da, devam eden bazı avantajları da sunmaya çalışmalısınız.

4.4. Gereksiz Sözlerden Kaçının

Teşvikler önemlidir. Ancak, teslim etmek için zamanınız veya kaynaklarınız olmayan şeylere söz vermemeye dikkat etmelisiniz. Patreon’un podcastinizde size yardımcısı olması gerekiyor, kaynaklarınızın çoğunu ondan almıyorsunuz.

Bir teşvikin ne kadar zaman alacağını dikkatlice düşünmelisiniz. Aylık bir soru-cevap yayını veya özel bir Facebook grubu fazlaca zamanınızı almayacak bir çalışma olacağı gibi aynı zamanda kirleniz arasında bağ kurma şansını sağlayabilir.

Ancak, ekstra bölümler yapmak, ana bölüm kadar zamanınıza ve kaynağınıza mâl olabilir. O yüzden de küçük adımlarla başlamak sizin için daha iyi olacaktır. Böylece başladığınız şeyi bitirmek yerine kademe kademe bir şeylere başlamak her zaman daha sağlıklıdır.

Öyle ki; bazı avantajlar abone başına fazladan zaman harcatıyorsa Patreon’un kademeli sistemini kendi avantajınıza kullanabilirsiniz. Mesela; en üst düzeydeki destekçilerinize kişiselleştirilmiş el yazınız ile teşekkür mektupları gönderiyorsanız, yüzlerce kişinin bu kademede abone olmasını istemeyebilirsiniz. Neyse ki Patreon, belirli bir katmana abone olabilecek kişi sayısına bir üst sınır koymanıza izin veriyor. Böylece, talep beklenenden daha yüksek olursa, yerine getirememe endişesi duymadan bu avantajları sunabilirsiniz. Sınır, insanlara abone olmak için fazladan bir neden bile verebilir, böylece tüm noktalar giderse fırsatı kaçırmazlar.

(Bu yazı ilk olarak Podcast Evreni‘ninde yayınlanmıştır)

Okumaya devam et
Yorum yapmak için tıklayın

Yanıt Ver

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Podcast’te mola vermeniz gerekiyorsa iyi bir plan yapın!

Uzun süredir bir podcast yayınlıyorsanız, bazen yorulduğunuzu ve tükenmişlik yaşadığınızı hissedebilirsiniz. Böyle durumlarda mola vermek iyi fikir olabilir; enerjiyi yenilemek ve yeni başlangıçlar yapmak için yararlı sonuçlar alabilirsiniz. Bunun için bir plana ihtiyacınız var; peki bunu nasıl yapabilirsiniz? Yanıtı, Ashley Hamer’da… Şimdi ona bağlanıyoruz!

Yayınlanma tarihi

=>

Uzun bir süre ciddi bir maraton koşucusu olarak çalıştım. (Kendimi hala öyle görüyorum, sadece çocuğum küçükken ara verdim).

Çok sayıda maraton koştuğunuzda, antrenman planının düzenliliğinde rahatlık bulmaya başlıyorsunuz: ilk birkaç hafta dayanıklılığınızı geliştirmekle geçiyor, ardından hız çalışması ekliyorsunuz ve yarış mesafesine yaklaşana kadar giderek daha uzun koşular yapıyorsunuz. Yarıştan önceki son hafta (“taper” haftası), büyük günden önce dinlenmek için her şeyi geri çekersiniz. Sonra yarışınızı koşarsınız ve kaçınılmaz olarak başka bir maratona kaydolmadan ve sürece yeniden başlamadan önce bitmek bilmeyen antrenman yorgunluğuna ara vermek için muhteşem bir veya iki hafta (veya üç veya dört) geçirirsiniz.

Podcasting böyle bir şey değil. Podcast yayıncılığında ne bir kondisyon haftası, ne doğru ilerlediğiniz büyük bir etkinlik, ne de kesinlikle dinlenme ve rahatlama dönemleri vardır. Acımasızdır. Her zaman yazılacak, röportaj yapılacak, kaydedilecek, düzenlenecek, tasarlanacak, yayınlanacak ve tanıtılacak şeyler var.

Çoğu insanın podcast’ler için çalıştığı gibi maratonlar için antrenman yapmak zorunda kalsaydım, bir yarıştan sonra bırakırdım. Zamanımdaki talepler çok yüksek olurdu ve tüm sıkı çalışmamdan sonra bir mola vaadim olmazdı.

Pek çok podcast yayıncısının kendini bulamadan tükendiğini ve podfade olduğunu düşünmemin bir nedeni de bu. Podcast yapmak zordur ve rahatlama garantisi yoktur; tabii bırakmazsanız.

İşte bu yüzden her podcast yayıncısının bir tükenmişlik planı olmalı: Her şeyi bırakmak zorunda kalmamak için bir molaya ihtiyaç duyduğunuzda ne yapacağınıza dair bir plan.

İşte bunun nasıl görünebileceğine dair üç fikir.

Plan 1: Geçmiş kataloğunuzu yeniden yayınlayın

Bir süredir podcast yayıncılığı yapıyorsanız, arşivlerinizde altın, dinleyicilerinizde ise çalkantı vardır. İnsanlar her zaman çeşitli nedenlerle podcast dinlemeyi bırakır ve indirme sayılarınız zaman içinde istikrarlı bir şekilde artmış olsa bile, bugün dinleyicilerinizin çoğunun başladığınızdan farklı olma ihtimali vardır. Ve çoğu yayınladığınız her şeyi duymamıştır.

Bu nedenle, bazı eski bölümleri yeniden yayınlama ve bu zamanı bir mola vermek için kullanma konusunda kendinizi güçlü hissetmelisiniz. Genel bir giriş (ya da her bölüm için özel bir giriş, siz bilirsiniz) kaydedin ve programdan ayıracağınız zaman için en iyi tekrarlarınızı planlayın. (Geri döndüğünüzde ilk yeni bölümünüze hazırlanmak için zaman ayırmayı unutmayın).

Curiosity Daily’nin (günlük bir bilim programı, burada neyle uğraştığımızı bilelim diye söylüyorum) sunuculuğunu yaptığım dönemde, tatillerde yaptığımız şey buydu: Yıl içindeki tüm bölümlerimizin istatistiklerine bakar ve en popüler olanları, insanların “en iyiler” bölümünü izlediklerini bilmelerini sağlayan kısa bir girişle birlikte yeniden yayınlardık. Ve tatilleri podcast kaydederek değil, ailelerimizle birlikte geçirirdik.

2020’deki bir tatil “en iyiler” programından transkript.

Plan 2: Mevsimsel hareket edin

Size ne söylendi bilmiyorum ama podcast’inizi sezonlar halinde yayınlamak için herhangi bir gereklilik yok. Bir kurgu programı olmanıza gerek yok, bir araştırma programı olmanıza gerek yok, temalı sezonlara bile ihtiyacınız yok – sadece bir avuç bölüm yayınlayın, ara verin ve 1. sezon olarak adlandırın.

Ben bunu podcast’imde yapıyorum ve şiddetle tavsiye ediyorum. Sürekli bir sonraki konuğu ve bölüm konusunu aramak yerine program hakkında gerçekten yüksek düzeyde düşünebildiğim bir podcast konik dönemi programlıyor.

En çılgın kısmı mı? Geçen sezonun son bölümü ile yeni sezonun ilk bölümü arasında indirilme sayım neredeyse hiç değişmedi. Podcast abonelerinin akışlarında görmedikleri bir programın aboneliğinden nadiren çıktıklarına dair bir teori var (lütfen biri bu araştırmayı yapsın) ve bu benim programımın analizleri için de geçerli.

Başka bir deyişle: Bölüm yayınlamayı bırakırsanız insanların dinlemeyi bırakacağı korkusu mu? Bu yanlış.

Plan 3: Hiçbir şey yapma. Sadece biraz ara ver.

Dinleyin: Podcast’inizi bırakmak istiyorsanız, size daha fazla güç. Size hizmet etmeyen bir şeyden ne zaman uzaklaşacağınızı bilmek bir beceridir.

Ancak bırakmak istemiyorsanız – haftalık koşuşturma sizi yoruyorsa veya hayatınızdaki değişiklikler programa sadık kalmanızı zorlaştırıyorsa – gerçekten ara verebilir ve başka bir şey yapmayabilirsiniz. Dinleyicilerinizi bilgilendirin, neler olup bittiği konusunda şeffaf olun ve sonunda geri döndüğünüzde kaç kişinin sizi desteklediğine ve programınıza sadık kaldığına şaşırabilirsiniz.

Bunu Taboo Science ile yaptım. Hamile kaldım ve ilk üç aylık dönemin yorgunluğu ve mide bulantısı sırasında boş zamanlarımda tek başıma bir podcast üretmenin gerçekten çok zor olduğu gerçeğiyle yüzleştim. Bu yüzden sezonu bitirdim, dinleyicilerime podcast’in geri döneceğini ama ne zaman döneceğini bilmediğimi söyledim ve hepsi bu kadar. Yeni sezon üzerinde çalışmaya başladığımda bebeğim altı aylıktı ve toplamda yaklaşık bir buçuk yıl ara verdim.

Şu bölüm boşluğuna bak. Geri döndüğüme sevindim.

Bu ara boyunca insanlar diziyi keşfetmeye, sosyal medyada diziyi sormaya ve bana DM atarak dizinin geri döneceğinden ne kadar umutlu olduklarını bildirmeye devam ettiler. Bu geri bildirimler bana, bu zahmete değdiğini ve değeceğini bilmem için gereken desteği verdi.

Podcast uğraşı buna değer. Ama arada bir ara vermeye hakkınız var.

Kaynak: Ashley Hamer / Weekly Tweak

Okumaya devam et

Haberler

Yapay zekanın gerçek risklerini keşfetmek

Evet, yapay zeka podcast yayıncıları için muhteşem olasılıkların kapılarını açıyor ve dünyayı büyük bir hızla değiştiriyor; ancak yapay zeka, özellikle de yapay ses konusunda endişe verici gelişmeler yaşanıyor. Amplifi Media’dan Steve Goldstein, yapay zeka sesinin risklerine dikkat çekiyor.

Yayınlanma tarihi

=>

Evet, yapay zeka podcast yayıncıları için muhteşem olasılıkların kapılarını açıyor ve dünyayı büyük bir hızla değiştiriyor. Üretkenlik; hızlı transkripsiyon, marka güvenliği, içerik araştırması ve senaryo yazımına yönelik araçlarla listenin başında yer alıyor ve podcast yayıncılarının içerik oluşturma ve yönetme biçimlerini geliştiriyor. Zamandan tasarruf etmek ve organize olmak için yapay zekadan yararlanmak hiç de zor değil, ancak yapay zeka, özellikle de yapay ses konusunda endişe verici gelişmeler yaşanıyor.

Daha birkaç hafta önce, efsanevi komedyen George Carlin’in (onu özlüyorum) mirası, bir komedi programı için Carlin’i taklit etmek üzere yapay zeka kullanan bir podcast’in yaratıcılarıyla anlaşmaya vardı.

Podcast sunucuları, Carlin’in onlarca yıllık çalışmaları üzerinde, telif haklarını ihlal ederek ve yasal işlem başlatarak, mirasın izni olmadan bir yapay zeka algoritması eğitti. Anlaşma, programların kaldırılmasını gerektirdi ve Carlin’in sesinin veya benzerliğinin mülk onayı olmadan kullanılmasını yasakladı ve YZ’nin ortaya çıkardığı telif hakkı zorluklarını vurguladı. Bu dava, ölü ya da diri bireyleri taklit etmek için YZ kullanımında açık kurallara ve etik standartlara duyulan ihtiyacın altını çiziyor.

Dahası da var.

Sesli kimlik avı: Bir İngiliz CEO’nun sesi klonlanarak 250.000 dolarlık fonun hileli transferine yetki verildi.

Çağrı merkezi dolandırıcılığı: Kişisel bilgileri almak veya sahte ücretlendirmeler için onay almak amacıyla aramalar sırasında gerçek zamanlı olarak bireyleri taklit eden yapay zeka tarafından üretilen ses teknolojisi artıyor.

Robo deepfakes: Donald Trump ve Barack Obama da dahil olmak üzere siyasi adayları taklit eden, kamuoyunda huzursuzluk yaratmak veya seçimleri etkilemek için kışkırtıcı veya yanlış beyanlarda bulunan robocall’larla yapılan çok sayıda dolandırıcılık var.

Konuşma reprodüksiyonu: Yapay zeka, ünlülerin seslerini klonlayarak aslında hiç söylemedikleri tartışmalı veya mizahi şeyleri söylemelerini sağlamak için kullanılıyor.

Daha fazla podcast vakası: Carlin vakası podcast yayıncılığındaki tek vaka değil. 2019 yılında bir teknoloji meraklısı Joe Rogan’ın sesini taklit edebilen bir yapay zeka modeli yarattı ve bunu Rogan’ın markası altında tüm podcast bölümlerini üretmek için kullandı. Bu bölümler, Rogan’ın asla tartışmadığı veya onaylamadığı uydurma, tartışmalı içerikler içeriyordu. Rogan’ın Donald Trump ve OpenAI CEO’su Sam Altman ile yaptığı sahte röportajlarda da aynı şey oldu.

Podcast sunucusu sesleri: Geçen yıl Bill Simmons, Spotify’ın gerçek bir ses üzerinde eğitilen AI DJ’inin, AI tarafından üretilen canlı okumalar için podcast sunucusu seslerini kopyalamak için nasıl kullanılabileceği konusunda konuşmalara yol açtı.

Kuşkusuz, daha fazla deney, sahtekarlık ve şüpheli sentetik içerik olacaktır.

Yapay zeka nasıl güleceğini, tepki vereceğini, duraklayacağını, tonlamayı değiştireceğini veya meraklı takip soruları soracağını bilmiyor

Yapay Olan Otantik Olanın Zıttıdır

Podcast Movement’taki son “View From the Top” panelimizde yapay zeka ve podcasting hakkında konuşurken Oxford Road’dan Dan Granger, “Yapay, otantik olanın zıttıdır” dedi. Bu benim aklımda kaldı. Tıpkı Joe Rogan’ın Trump ve Altman ile yaptığı “röportajlardan” sonra “X” üzerine yazdığı yazı gibi: “Bu iş çok kayganlaşacak çocuklar.” Gerçekten de öyle.

Podcast yayıncılarının bu sularda dikkatli bir şekilde gezinmeleri ve yapay zekayı, mecranın cazibesini tanımlayan derin insani özelliklerden ödün vermeden tekliflerini geliştirmek için kullanmaları gerekecek.

Yapay Zeka Sesi Kulağa İyi Geliyor mu?

Gerçek şu ki, YZ duygusal bağlantılar kurma konusunda hedefi ıskalıyor. Duyduğum YZ program seslerinin çoğu, zaman zaman dikkat çekici olsa da, mekanik, vanilya, mülayim ve sentetik bir sese sahip. Bazen, yanlış telaffuz edilen bir kelime gibi bir programın güvenilirliğini sorgulatan bariz hatalar var – ya da cümle yapısı kulağa tuhaf geliyor. Monoton yapay zeka sesleri tarafından sunulan yapay zeka tarafından oluşturulmuş sıkıcı senaryolar duydum. Tüm bunlar bir podcast’in marka kalitesini aşındırabilir.

İnsan yaratıcılığının ve duygusal bağın vurgulanması her zamankinden daha kritik olacaktır, çünkü bunlar teknolojinin otantik olarak kopyalayamayacağı unsurlardır – en azından henüz değil.

Sesinizin Bütünlüğünü Koruma

Podcast yayıncılığında “özgünlük” kelimesi çok fazla kullanılıyor, ancak hiç bu kadar önemli olmamıştı. Ses içeriğinizin ve markanızın değerini korumanın en iyi yolu, bir programın bütünlüğünü korumaktır. Samimi olmak etkili bir saldırı stratejisidir. Yapay zeka gülmeyi, tepki vermeyi, duraklamayı, tonlamayı değiştirmeyi veya meraklı takip soruları sormayı bilmez. Orijinal içerik üretmez; bunun yerine mevcut çalışmaları yeni konfigürasyonlara dönüştürür. İnsanların yaratıcı girdisi vazgeçilmez olmaya devam ediyor. Yaratıcılık, derinlik ve nüans katan şeydir. Bu bir farklılaştırıcıdır. İnsan yaratıcılığının ve duygusal bağın vurgulanması her zamankinden daha kritik olacaktır, çünkü bunlar teknolojinin otantik olarak kopyalayamayacağı unsurlardır – en azından henüz değil.

Yapay zekayı etkili bir şekilde kullanmak proaktif korkuluklar gerektirir. Birkaç yönerge:

  • YZ tarafından oluşturulan içeriği yayınlamadan önce titiz doğruluk kontrol protokolleri uygulayın.
  • Podcast sesinizi desteklemek için AI kullanıyorsanız, bunu “AI Tarafından Oluşturulan İçerik” olarak etiketlemeyi düşünün.
  • Kitlenize karşı şeffaf ve güvenilir olmak uzun bir yol kat etmenizi sağlar. Geçen yıl müşterimiz Alpha Media, Portland, Oregon’da ilk YZ DJ’ini piyasaya sürdü. Alpha’nın İçerikten Sorumlu Başkan Yardımcısı Phil Becker, kafa karışıklığını önlemek için akıllıca bir şekilde ‘AI Ashley’ olarak etiketledi ve dinleyicilere insan ve yapay içerik arasında net bir sınır çizdi.
  • Fikri mülkiyet haklarınız konusunda proaktif olmanızı öneririz. Telif hakları için başvurun ve ses içeriğinizin ve sunucunuzun sesinin izinsiz kullanımını izleyin.

Yapay zeka kısayollarını veya daha kötüsü derin taklitleri kullanmak cazip gelebilir, ancak uzun top oynayan içerik oluşturucular dinleyicileriyle kurmak için çok çalıştıkları bağı ve güveni kırmaya direnmelidir. Kulağa ne kadar klişe gelse de, podcast’leri gerçekten yankı uyandıran ve anlamlı kılan şeyin ne olduğunu gözden kaçırmayın: özgünlükleri.

Büyük yatırımcı ve uzman Warren Buffet’ın dediği gibi, “Bir itibar inşa etmek 20 yıl, onu mahvetmek ise beş dakika sürer. Bunu düşünürseniz, her şeyi farklı yaparsınız.”

Kaynak: Steven Goldstein / Amplifi Media

Okumaya devam et

Haberler

Google Podcasts Haziran ayında uluslararası olarak kapatılıyor

Google Podcasts, bu ay içerisinde ABD’de kullanıma kapatılırken, şirket uygulamanın Haziran ayında uluslararası kullanıcılar için de kapatılacağını duyurdu.

Yayınlanma tarihi

=>

Google Podcasts, bu ay içerisinde ABD’de kullanıma kapatılırken, şirket uygulamanın Haziran ayında uluslararası kullanıcılar için de kapatılacağını duyurdu.

Güncellenen destek makalesine göre, Google Podcasts “Haziran 2024 ortasından sonuna” kadar “Amerika Birleşik Devletleri dışındaki kullanıcılar” için kullanılabilir olacak. YouTube Music geçişi ve OPML dosyası dışa aktarımı ise 29 Temmuz 2024 tarihine kadar bir ay süreyle kullanılabilecek.

Bu sonlandırmanın, YouTube Music’teki podcast’lerin kullanıma sunulduğu gibi bölge bölge mi (Amerika, Asya, Avrupa, vb.) gerçekleşeceği yoksa tek seferde çevrimdışı mı olacağı henüz belli değil.

YouTube Music, Android, iOS ve web için Google Podcasts Nisan ayı başında ABD’de kullanıma kapatılmasından bu yana ne yazık ki önemli bir güncelleme görmedi. Umarız, YouTube Music’teki podcast deneyimi uluslararası kapanmadan önce büyük bir yükseltme görür.

Okumaya devam et

En son