Bizimle iletişime geçin

Haberler

Türkiye’de alanında bir ilk: Veteriner Hekim podcast’i yayında

Türkiye’de podcast’e olan ilgi giderek artıyor ve kendi podcast’lerini başlatan kurumların sayısı çoğalıyor. Bunlara son örnek Bursa Veteriner Hekimler Odası’nın başlattığı “Veteriner Hekim” isimli podcast oldu. Veteriner Hekim podcast’i aynı zamanda Türkiye’de ilk kez bir veteriner hekim odasının başlattığı düzenli podcast yayını oldu.

Yayınlanma tarihi

on

Türkiye’de podcast’e olan ilgi giderek artıyor ve kendi podcast’lerini başlatan kurumların sayısı çoğalıyor. Bunlara son örnek Bursa Veteriner Hekimler Odası’nın başlattığı “Veteriner Hekim” isimli podcast oldu. Türkiye’de ilk kez bir veteriner hekim odası düzenli podcast yayınlarına başlarken, podcast veteriner hekimlerle, vatandaşlar, merkezi ve yerel yönetimler ile veteriner hekimliği çevreleyen tüm kesimler arasında bir bilgi ve iletişim köprüsü olmayı hedefliyor.

Bursa Veteriner Hekimler Odası Başkanı Melike Baysal, Sosyalink Podcast Ajansı’nın desteğiyle hazırlanan ve 3. bölümü dinleyicisiyle buluşan “Veteriner Hekim” podcast’i fikrinin oluşması ve hayata geçirilmesi süreciyle ilgili Podcast Turkey’in sorularını yanıtladı.

Bursa Veteriner Hekimler Odası, “Veteriner Hekim” adıyla yeni bir podcast başlattı. Bu Türkiye’de de alanında bir ilk oldu. Neden bir podcast başlatmaya karar verdiniz?

Veteriner hekimlik kadim bir meslek; dünyadaki üç hekimlik grubundan biri ve 1700’lerde ortaya çıkan ‘’sığır vebası’’ hastalığına kadar, bir hekim insana da hayvana da tıbbi ve cerrahi müdahaleleri uygulayabiliyordu, buradan da anlıyoruz ki sağlık  tek aslında; sığır vebası durdurulamayınca hem hayvan hem de halk sağlığı için  hayvanlara müdahale edebilecek,  bilimsel anlamda hayvan sağlığı alanında spesifik eğitim alması gereken ayrı bir hekimlik kolu ihtiyacı oluşmuş ve veteriner hekimlik böylece bilimsel anlamda ortaya çıktı.

Ancak modern dünyaya geldiğimizde, sağlık ve hekimlik sadece ‘’insan ve hayvan hastalıklarında  tedavi’’ odaklı hale gelmiş, hayvan sağlığının hem hayvanlar açısından hem insanlar açısından önemi göz ardı edilmiş, hele ‘’hayvan haklarına saygı’’ gereksinimi duymayan Türkiye gibi ülkelerde, veteriner hekimlik adeta unutulmuş.

Türkiye’de bu süreç 1980’lerden sonra adeta bir kıyım haline gelmiş; temel tıp bilimlerinin sağlık için ortak olduğu, insanlar için geliştirilen aşı, ilaç, tıbbi ve cerrahi müdahalelerin hayvan çalışmaları bölümü nedeniyle veteriner hekimlerin hem hayvan hem insan sağlığı için laboratuvar çalışmalarının içinde olduğu, bunun yanında veteriner hekimlerin hayvansal gıdaya olan ihtiyaç nedeniyle ‘’sağlıklı hayvansal gıda’’ süreçlerinin içinde, çevrenin insan ve hayvan sağlığı etkileşimi nedeniyle çevre sağlığı korunmasının içinde olduğu tamamen görmezden gelindi.

Biz de, Bursa Veteriner Hekimler Odası olarak, aslında topluma, merkezi ve yerel yönetimlere veteriner hekimliği ve sorunlarını anlatmak üzere yola çıkmıştık. Ancak gördük ki, veteriner hekimliği anlatmak demek aslında aynı zamanda bir doğru bilgilendirme süreci demek. Covid-19 pandemisi sürecinde, sıklıkla kullandığımız bir kavram vardı; ‘’infodemi’’. Yani bazı konularda hem yanlış hem doğru bilgilerin hızla yayılması. Biz de, hem veteriner hekimliği, hem de çalışma alanlarını en doğru şekliyle anlatmak için bir podcast serisi hazırlamayı düşündük. Çünkü bizlerin, yanlışları düzeltmek ve yerine doğruları koymak gibi bir görevimiz var. Teknolojik gelişmelerle birlikte inanılmaz bir değişim-dönüşüm süreci yaşıyoruz ve özellikle genç kuşağa ‘’podcast’’ yoluyla ulaşmak daha kolay. Biz de bu teknolojik yenilikten faydalanmak istedik.

Örneğin; COVİD-19 pandemisi sürerken virüsün ilk izolasyonunun bir veteriner hekim tarafından (Prof.Dr.Aykut Özkul) gerçekleştirildiğini, ilk aşısının yine bir veteriner hekim tarafından (TURKOVAC- Prof.Dr.Aykut Özdarendeli) geliştirildiğini;  kuduzun, kuş gribinin aslında hayvanların hastalığı olduğunu, insanların hastalanmasını önleyenlerin veteriner hekimler olduğunu anlatmak istedik bu podcast serileriyle.

Tabii bunun için Sosyalink Podcast Ajansı’na ve Özcan Yazıcı’ya da özellikle teşekkür etmek istiyorum; bizi bu konuda bilgilendirdiler, yüreklendirdiler, süreci doğru yönetmemizi sağladılar, hala destek vermeye devam ediyorlar.

Podcast’lerimizle aynı zamanda veteriner fakültesi öğrencileri ve genç meslektaşlarımıza da ulaşmak istiyoruz; onların sorunlarını topluma, siyasilere ve yöneticilere aktarmak, deneyimlerimizi onlarla paylaşmak ve onların da sesi olmak istiyoruz.

Veteriner Hekim podcast’i hakkında genel bilgi alabilir miyiz?

Veteriner Hekim podcast’i 15 günde bir yayınlanacak. Süresi 30 dakika olacak ancak ilk yayınlarda bunu biraz aştığımız oldu. Konuşacak çok konumuz var. Bu podcast aracılığı ile mesleğimizin farkındalığını, bilinirliğini ve dolayısıyla hak ettiği saygınlığını arttırmayı hedefliyoruz. Amacımız; bilgi ve deneyimlerimizi toplumla paylaşabilmek. Veteriner hekimler olarak, öncelikle hayvanların sağlığı ve refahını korumak için çalışıyoruz. Bu mesleğimizin bilinen yüzü. Ancak görev alanımız sadece hayvanlarla sınırlı değil. Veteriner hekimler biyogüvenlik (aşılar), gıda güvenliği ve çevre sağlığı alanlarında da çalışarak aynı zamanda halk sağlığı alanında da görev alırlar.

Podcast’imizde bunları ve yaşamlarımıza etkisini konuşacağız. Toplum ve çevre sağlığını, alanımızdaki yenilikleri, gelişmeleri, sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi sunacağız. Doğal kaynakların tüketilmesi, iklim değişikliği ve çevre kirliliği konusunda da söyleyeceklerimiz var.

Podcast ile kimlere ulaşmak istiyorsunuz?

Öncelikle topluma ulaşmak istiyoruz. Veteriner hekimliği, çalışma alanlarını ve bunların toplum yaşamına, sağlığına olan etkilerini aktarabilmek istiyoruz. Tabii öğrencilerimize ve meslektaşlarımıza da ulaşmak, onların da sesi olmak istiyoruz.

Dünyanın sadece insanlara ait olmadığını, yaşamın bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, bu bütünün sağlık ve refahı içinde veteriner hekimliğin yerini ve önemini anlatmak istiyoruz. Bunu hem mesleğimiz için hem de bütünü gözden kaçıranlar için yapmak istiyoruz aslında.

Podcast serisinde yayınlara kimler konuk olacak, hangi konuları gündeme getirmek istiyorsunuz?

Veteriner Hekim podcast’i, hem bilgi veren hem de sesini duyurmak isteyenlerin yayını olsun istiyoruz. Hayvan sağlığı ve refahı ile birlikte, çevreyi, yaban hayatını, gıdayı, farklı mesleklerin birbiri ile iletişiminin yani multidisipliner çalışmanın gezegene olan katkılarını konuşacağız.

Konusunda uzman birçok konuğumuz olacak; Veteriner Hekim Podcast’i doğru bilginin, doğru kişilerden alındığı bir kaynak olsun istiyoruz ve tamamen ‘’canlıdan yana’’ bir tutumla bunu gerçekleştireceğiz. Yani podcast yayınlarımızda sadece veteriner hekimlerin sorunlarını konuşmayacağız, bizim neler yaşadığımızı, sorunlarımızı nasıl çözebileceğimizi, bizim sorunlarımızın toplumu, hayvan sağlığını, çevre sağlığını, ülkenin ekonomisini ve insanlığı nasıl etkilediğini konuşacağız.

Veteriner Hekim Podcast’inin ilk 3 bölümü yayınlandı, meslektaşlarınızdan nasıl bir geri dönüş aldınız?

Meslektaşlarımızdan çok olumlu dönüşler aldık. Özellikle, genç meslektaşlarımızın ilgisi beklediğimizin de üstünde oldu. Bu bizi çok mutlu etti ve çok heyecanlandırdı. Bizi destekleyen, yüreklendiren meslektaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz.

Farklı meslek gruplarından da olumlu tepkiler ve yorumlar aldık. İyi dilekleri için teşekkür ediyoruz.

Okumaya devam et
Yorum yapmak için tıklayın

Yanıt Ver

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Spotify’ın ‘video podcast’e ilgisi artıyor

Müzik akış platformu olarak ünlenen, 2018 yılından itibaren podcast tarafına da hızlı yatırımlar yaparak “sesin her şeyi olmayı” hedefleyen Spotify, video tarafında büyüme eğilimleri göstermeye devam ediyor. Spotify CEO’su Daniel Ek, bir podcast söyleşisinde bir soru üzerine, “Giderek daha fazla içerik oluşturucunun video içerik yüklediğini görüyoruz. Günümüz tüketicileri formatları çok fazla önemsemiyor. Aslında ses, video ve hatta okuma arasında çok zahmetsizce geçiş yapıyorlar, özellikle de genç tüketiciler” dedi.

Yayınlanma tarihi

=>

Müzik akış platformu olarak ünlenen, 2018 yılından itibaren podcast tarafına da hızlı yatırımlar yaparak “sesin her şeyi olmayı” hedefleyen Spotify, video tarafında büyüme eğilimleri göstermeye devam ediyor. Spotify CEO’su Daniel Ek, bir podcast söyleşisinde bir soru üzerine, “Giderek daha fazla içerik oluşturucunun video içerik yüklediğini görüyoruz. Günümüz tüketicileri formatları çok fazla önemsemiyor. Aslında ses, video ve hatta okuma arasında çok zahmetsizce geçiş yapıyorlar, özellikle de genç tüketiciler” dedi.

Spotify CEO’su Daniel Ek, bir podcast söyleşisinde soruları yanıtlarken video podcast’e ilişkin sıcak mesajlar vermeye devam etti.

Soru: Artık büyük podcast’ler büyük ölçüde münhasır olmadığına göre, sektörün büyük bir kısmı video podcast’lere kaydıkça Spotify’da podcast etkileşimi nasıl değişti? YouTube gibi bir platforma kıyasla daha fazla içerik oluşturucuyu nasıl çekiyorsunuz ve etkileşimi nasıl artırıyorsunuz?

Daniel Ek: Her şeyden önce podcast’lerde çok sağlıklı bir etkileşim görüyoruz. Video podcast’lerimizin olduğu yerlerde etkileşim, yalnızca sesli olduğunda gördüğümüzden bile daha yüksek, bu da gerçekten olumlu bir kanıt. Bu aynı zamanda içerik oluşturucular arasında organik olarak kulaktan kulağa yayılmayı da sağlıyor. Dolayısıyla giderek daha fazla içerik oluşturucunun video içerik yüklediğini görüyoruz. Halihazırda yaklaşık çeyrek milyon var. Günümüz tüketicileri formatları çok fazla önemsemiyor. Aslında ses, video ve hatta okuma arasında çok zahmetsizce geçiş yapıyorlar, özellikle de genç tüketiciler. Dolayısıyla içerik oluşturucuların da buna yanıt vereceği ve içeriklerini mümkün olduğunca çok formatta sunmaları gerektiği açık.

Daha fazla içerik oluşturucu çekmenin yolu üç şeyden oluşan bir kova. Bence ilk kova Spotify platformuna özgü şeyler. Yani podcast yayıncıları, müzisyenler gibi şeyler, daha yüksek etkileşim ve dolayısıyla daha yüksek para kazanma görecekleri için dönüştürmek ve daha fazla şey eklemek için bir tür ana kova.

Bence ikinci bir kova daha var, yani bugün zaten diğer platformlara video yüklüyorsanız, maliyetlerinizin çoğunu zaten almışsınız demektir. Dolayısıyla bu maliyeti mümkün olduğunca çok platformda amorti etmeye çalışmak sizin için çok mantıklı. Ve bunu zaten kısa tarafta birçok insanın sadece bir platforma değil, birçok platforma yükleme yaptığı yerlerde görüyorsunuz. Bu davranışın bir kısmını Spotify’da da görmeye başladık.

Ve son olarak, Spotify platformunda diğer platformlara kıyasla çok daha iyi performans gösterecek şeyler olduğunu düşünüyorum. Örneğin, daha uzun biçimli içerikler Spotify’da videoda gerçekten iyi performans gösterme eğiliminde, çünkü insanlar arka plan ve ön plan arasında gidip geliyorlar. Ve bu, bir platform olarak geriye yaslanan geçmişimiz nedeniyle Spotify’da gerçekten iyi çalışan bir şey. Yani genel olarak çok güzel görünüyor ve elbette pek çok gelişme var ve her geçen gün daha fazla içerik oluşturucu platforma geliyor.

Okumaya devam et

Haberler

Steve Goldstein: Abonelikler neden çoğu podcast yayıncısı için çözüm değil?

The New York Times ve The Times gibi büyük yayıncılar podcast yayınlarını abonelik duvarının arkasına koymaya başlarken bu, çoğu podcast yayıncısı için uygun olmayan zorlu bir modeli içeriyor. Steve Goldstein, abonelik modeli içeren podcast yaklaşımının, cazibesine rağmen, pek çok kişinin umduğu altın bilet olmayabileceğini söylüyor.

Yayınlanma tarihi

=>

The New York Times kısa bir süre önce, oyunlar, yemek pişirme ve diğer niş içeriklerdeki başarılı stratejisini yansıtarak, yeni gelir elde etmek için podcast’lerinin çoğunu bir ödeme duvarının arkasına kaydırmayı planladığını duyurdu.

Geçmişte, The Times podcast’leri için düşük reklam gelirlerinden bahsetmişti, bu nedenle ödeme duvarı hamlesi onlar için daha kazançlı bir yol olabilir. Ancak bu, çoğu podcast yayıncısı için uygun olmayan zorlu bir model.

İşte abonelik podcast yaklaşımının, cazibesine rağmen, neden pek çok kişinin umduğu altın bilet olmayabileceği.

Abonelik Ülkesinde Çok Fazla Çalkantı Var

Medya dünyasının zeki gözlemcisi Evan Shapiro da dahil olmak üzere pek çok uzman, video abonelik modelini rahatsız eden bir sorunun altını çizdi: Abone kaybı.

Abone kaybı, abonelerin aboneliklerini iptal etme oranıdır ve giderek artıyor. Netflix ve Disney+ gibi platformlar aboneleri çekmek için orijinal içeriğe büyük yatırım yapıyor ancak onları elde tutmakta zorlanıyor. Shapiro’ya göre, premium yayın platformlarının aboneleri elde tutma oranı iki yılda %73 düştü. İnsanlar kaçıyor.

Video Aboneliklerinin Doygunluğu

Göçün neden gerçekleştiğini anlamak kolay: Video abonelik pazarı bir doygunluk noktasına ulaştı. Kredi kartı faturaları acımasız olabiliyor. Çoğu tüketici halihazırda Netflix, Hulu, Disney+, Max, Peacock, Paramount+ ve Amazon Prime gibi birden fazla abonelikle hokkabazlık yapıyor. Mevcut hizmetlerin çokluğu ve birden fazla aboneliği sürdürmenin maliyeti tüketicileri daha seçici hale getirdi.

Abonelik Evrenindeki Podcast’ler

Ses tarafında, insanlar zaten Spotify ve diğer hizmetlere abonelik için ödeme yapıyor. Aslında, Spotify en yapışkanlardan biri. Ancak podcast yayıncıları abonelik başarısı konusunda benzersiz zorluklarla karşılaşıyor. İzleyicilerden başka bir program veya podcast ağı aboneliği için ödeme yapmalarını beklemek zor bir satış. Ses ortamı mükemmel ücretsiz içeriklerle doymuş durumda. Dinleyiciler çok sayıda seçeneğe sahip. Bu erişilebilirlik podcast’leri bu kadar popüler ve yaygın yapan şeyin bir parçası.

İnsanlardan podcast’iniz için ödeme yapmalarını istemek için olağanüstü olmanız ve içeriğinizin kolayca kopyalanmaması gerekir. Yüksek bir çıta.

İyi haber: Bazı insanlar ödeme yapmaya istekli. Kötü haber: Çok fazla insan değil.

Signal Hill Insights‘ın Kurucusu ve Başkanı Jeff Vidler, Kanada’daki aylık podcast dinleyicilerinin %16’sının bir podcast ya da hizmete ücretli abonelikleri olduğunu söylüyor. Bu rakamların genellikle ABD verileriyle örtüştüğünü söylüyor. Rakamları tersine çevirirsek, podcast dinleyicilerinin %84’ü ödeme yapmıyor demektir. İsterseniz bunu verimli bir arazi olarak görebilirsiniz.

Bir abonelik işi başlatmanın birden fazla yolu var.

Apple erken davrandı ama nadiren veri paylaştıkları için işlerin nasıl gittiğini anlamak zor. Duyduklarımız, dikkat çekici şovlar için bile bunun zor olabileceği, çok fazla zaman gerektirdiği ve birçoğunun (çoğu?) abone hedeflerine ulaşmakta zorlandığı yönünde.

İstisnalar da var. Tüm Patreon’da en çok içerik üreten kişi 95.000 abonesi olan Matt and Shane’s Secret Podcast adlı bir podcast. Aslında, Patreon’da en çok kazanan 15 kişiden 10’u podcast yayıncısı. 14.000’den fazla abonesi olan Last Podcast on the Left her ay 100.000 dolardan biraz daha az kazanıyor. Etkileyici ama nadide bir örnek. En popüler 40. Patreon podcast’ine geldiğinizde, 2.100’den biraz fazla destekçileri var. Son üç ayın en popüler Patreon podcast’lerini buradan görebilirsiniz.

Freemium ile Premium’u harmanlayın

Aboneliklerle başlayan podcast yayıncıları için daha uygun bir yaklaşım, genellikle temel içeriğin ücretsiz kaldığı, ancak ek, özel içeriğin premium olarak sunulduğu freemium modelidir. Bu yaklaşım, sıradan dinleyicilere ve ekstra içerik için ödeme yapmaya istekli sadık hayranlara hitap edebilir. Erişilebilirlik ve para kazanma arasında denge kurarak podcast yayıncılarının gelir potansiyelinden ödün vermeden kitlelerini büyütmelerine yardımcı olur.

Wondery, Pushkin ve Lemonada gibi podcast ağlarının durumunu düşünün. Bu şirketler, reklamların ötesinde gelir akışlarını çeşitlendirmeye yardımcı olan abonelikler sunuyor. Bu, kolay olmasa da akıllıca bir görev gibi görünüyor.

Podcaster’ın İkilemi

New York Times’ın ses girişiminin büyük bir hayranıyım. Yıllar önce, günlük bir programın nasıl yapılacağı konusunda podcast sektörüne ders verdiler ve birçok kez sınırları zorladılar.

New York Times örneğinde bile, podcast’ler ücretli ve ücretsiz bir karışım olacak. Örneğin, The Daily’nin en yeni bölümleri birkaç günlüğüne ücretsiz olacak ve kütüphane ödeme duvarının arkasında yer alacak.

Sonunun nereye varacağını kim bilebilir? Anekdot olarak, kendi ses uygulamalarının kullanımı karışıktı. Bugün bile, karışımla maymunluk yapıyorlar. Sadece uygulamada yer alan The Headlines podcast’i sık sık The Times web sitesinin ön sayfasında yer alıyor.

Yapmalı mısın?

Pek çok podcast yayıncısı aboneliği deneyip denemeyeceklerini merak ediyor. New York Times’ın podcast’leri bir ödeme duvarının arkasına koyması dikkate değer bir deney, ancak bu herkese uyan tek bir çözüm değil. Gerçek şu ki, içerik bombardımanına tutulan ortalama bir dinleyicinin, olağanüstü bir değer sunmadığı sürece bir podcast için ödeme yapması pek olası değil.

Abonelikli TV hizmetlerindeki yüksek kayıp oranları uyarıcı bir hikaye niteliğinde. Yüksek değerli içerik yaratmak, izleyici sadakatini teşvik etmek ve çeşitlendirilmiş para kazanma stratejilerini keşfetmek çoğu podcast yayıncısı için daha sürdürülebilir bir yol. Medya ortamı gelişmeye devam ettikçe, uyarlanabilirlik ve izleyici bağlantısı podcasting’de başarının temel taşları olmaya devam edecek.

Kaynak: Steve Goldstein / RainNews

 

Okumaya devam et

Haberler

Adopter Media, sunucu tarafından okunan reklamlarda yapay zekayı sınırlandırıyor

Podcast reklam ajansı Adopter Media, özgünlüğü korumak ve yapay zekanın kolaylık ve doğruluğundan yararlanmak amacıyla, ana bilgisayarda okunan reklamların yapay zeka tarafından seslendirilmesine sınırlamalar getirdi.

Yayınlanma tarihi

=>

Podcast reklam ajansı Adopter Media, özgünlüğü korumak ve yapay zekanın kolaylık ve doğruluğundan yararlanmak amacıyla, ana bilgisayarda okunan reklamların yapay zeka tarafından seslendirilmesine sınırlamalar getirdi.

Özellikle, ekleme siparişleri artık reklam metninin yapay zeka tarafından seslendirilmesine ilişkin sınırları tanımlayacak. Küçük post prodüksiyon düzeltmelerine ve “erişilebilirlik düzenlemelerine” izin verilmeye devam edilecek.

Geleneksel olarak bölüm dosyasına yerleştirilen canlı okuma ile üretilen sunucu tarafından okunan reklam kampanyalarının özellikle etkili olduğu yaygın olarak gösterildi. Bu etkililik büyük ölçüde podcasting’in en önemli tanımlayıcı değerine dayanıyor: Özgünlük.

Adopter Media yenilikçilik ve geleneksellik dengesini şu şekilde tanımlıyor:

“ADOPTER Media’da, iş akışlarımızı geliştirmek için inovasyon ve teknolojiyi savunuyoruz, ancak özgünlüğe olan bağlılığımızdan da vazgeçmiyoruz.”

Adopter Media, bir standart taşıyıcı olma çabasıyla, içerik oluşturuculara, ağlara, reklamcılara ve ajanslara benzer standartları korumaları ve kişisel onaylara olan güveni sürdürmeleri için genel bir çağrıda bulunuyor. Tam olarak bir manifesto sayılmasa da, şirketin duyurusu yapay zekanın etik kullanımı konusunda geniş bir bakış açısı sunuyor. Buradan okuyabilirsiniz.

Şirket, “Bir sunucunun izleyicileri nezdindeki güvenilirliği önemli. Sponsorlukların bunu korumaya yardımcı olmasını sağlamalıyız” diyor.

Kaynak: RainNews

Okumaya devam et

En son