Bizimle iletişime geçin

Haberler

Kesinlikle yapmamanız gereken sekiz podcast hatası

Podcast yayınlarken birçok hatayı bilinçli ya da bilinçsiz yapmış olabilirsiniz. Yeni başlayan ya da deneyimli bir podcaster olabilirsiniz, ama birçok hatayı yapmış bir yayıncının deneyimi size yardımcı olabilir. Seven Million Bikes Podcasts’in kurucusu ve Smarter Podcasting’in yayıncısı Ben Niall Mackay’in deneyimlerine bağlı olarak kesinlikle yapmamanız gereken 8 podcast hatası.

Yayınlanma tarihi

on

2019 yılında podcast yayıncılığı yolculuğuma başladım. Her yeni başlayan gibi, bir rehberim veya kural kitabım yoktu; sadece ben, tutkum ve bir mikrofon vardı. Her şeyi kendi başıma çözmem, ilerledikçe öğrenmem gerekiyordu. Bu süreçte bir sürü podcast hatası yaptım.

“Kimse mükemmel değildir. Hepimiz hatalarımızdan ders alırız.”

Bugün, bu hataları sizinle paylaşmak istiyorum, böylece aynı öğrenme eğrisinden geçmek zorunda kalmazsınız. Bu hatalar tıpkı podcast yolculuğum sırasında kişisel deneyimlerim ve komik hikayelerim aracılığıyla öğrendiğim dersler gibi.

Bu hataları sizin de yapıp yapmadığınızı görmek için şimdi başlayalım.

1 Numara: Kayıt Düğmesine Basmayı Unutmak

Yaptığım ve yakın zamanda tekrar yaptığım bir numaralı hata, kayıt tuşuna basmayı unutmak. Bir podcaster olarak bir bölümü bitirdiğinizi fark ettikten sonra bunun kaydedilmediğini öğrenmek kadar kötü bir duygu olamaz. Bu, kolayca önlenebilecek sinir bozucu bir deneyim.

Bir kontrol listesine sahip olmanın ve podcast’inize başlamadan önce kayıt tuşuna bastığınızdan emin olmanın önemini ne kadar vurgulasam azdır. Benim hatamdan ders alın ve kayıt düğmesine basmayı asla unutmayın.

Podcast Kontrol Listesi

Bu önemli adımı genellikle unutuyorsanız, kendinize bir “podcast başlatma kontrol listesi” hazırlamalısınız. Adımları, ekipman türlerini veya unutabileceğinizi düşündüğünüz her şeyi kontrol listesine not edin.

Kusursuz Podcasting için Ayrıntılı Adımlar: Podcasting sürecini kontrol listenizde ayrıntılı adımlara ayırın. Ekipmanınızı kurmaktan kayıt düğmesine basmaya kadar unutkanlığa yer bırakmayın.

Ekipmanı İki Kez Kontrol Edin: Gerekli tüm ekipmanı listeleyin. Mikrofonlar, kulaklıklar, kayıt cihazları; neye ihtiyacınız olursa olsun, kontrol listesinde bir yeri hak ediyor. Böylece ilham geldiğinde kayıp kabloları aramak zorunda kalmazsınız.

Kaydet, Onayla ve Yeniden Onayla: Kayıt adımını vurgulayın ve bir onay alt adımı ekleyin. Kayıt tuşuna bastınız mı? Onaylayın. Kayda tekrar bastınız mı? Yeniden onaylayın. Gereksiz görünebilir, ancak daha sonra kalp ağrısından kaçınmanın gizli sosudur.

2 Numara: Kayıt Sırasında Kulaklık Kullanmamak

İlk hatalarımdan biri podcast röportajları sırasında podcast kulaklığı kullanmamaktı. Kulaklık takmak, mikrofonun tam olarak neyi algıladığını duymanızı sağlar; bu da genellikle kulaklarınızın algılayabileceğinden daha fazladır.

Kulaklık olmadan mı?

Bu, bir çift kulaklığın önemini anlamamı sağlayan hikayedir.

Blue Yeti mikrofon kullanırken bunu zor yoldan öğrendim ve buzlu bir bardak suyu her elime aldığımda kayıtta açıkça duyuluyordu. Kulaklık takıyor olsaydım, sorunu fark eder ve ona göre ayar yapardım. Bu nedenle, podcast’iniz için en iyi ses kalitesini sağlamak için her zaman kulaklık kullanmayı unutmayın.

Kulaklıkla mı?

Podcast yayıncıları neden kulaklık takar? Size faydalarını anlatayım:

Gerçek Zamanlı Farkındalık: Dinleyicilerinizin ne duyduğunu duyun. İster ince bir arka plan gürültüsü ister beklenmedik bir kesinti olsun, kulaklıklar gerçek zamanlı farkındalık sağlayarak anında rota düzeltmenize olanak tanır.

Kalite Kontrol: İstenmeyen sesleri, bölümünüzün kalıcı konukları haline gelmeden önce belirleyin ve ortadan kaldırın. Kulaklıklar kalite kontrol görevi görerek podcast’inizin cilalı bir işitsel zevk olmasını sağlar.

Post-Processing Hassasiyeti: Kulaklıktan edinilen bilgilerle post-processing stratejik bir sanat haline gelir. Olası sorunları hassas ve bilinçli bir şekilde düzeltmek ikinci doğanız haline gelir ve podcast’inizin genel kalitesini artırır.

Dinleyici Memnuniyeti: Kulaklık kullandığınızda, sadece podcast yapmıyorsunuz; dinleyicileriniz için bir deneyim yaratıyorsunuz. Ses ortamınıza ince ayar yaparak, dinleyicilerinizin dinleme keyfini yükseltir ve içeriğinizin büyüsüne kapılmalarını sağlarsınız.

3 Numara: Yanlış Mikrofon Ayarı Seçmek

Harici mikrofonlarla kayıt yaparken lütfen doğru mikrofonu seçtiğinizi iki kez kontrol edin. Blue Yeti mikrofonum yerine dizüstü bilgisayarımın dahili mikrofonunu kullanarak bir bölüm kaydettiğime inanabiliyor musunuz?

Bu, düşük ses kalitesi ve düzenleme sürecinde çok fazla hayal kırıklığı ile sonuçlandı. Varsayılan ayar her zaman kullanmak istediğiniz ayar olmayabileceğinden, doğru mikrofona kayıt yaptığınızdan emin olmak ve iki kez kontrol etmek çok önemli.

Kayıt düğmesine basmadan önce, seçtiğiniz harici mikrofonun gerçekten de gösterinin yıldızı olduğundan emin olmak için bir dakikanızı ayırın. Bu küçük duraklama sizi düzenleme sırasında dahili bir mikrofonla karşılaşma sıkıntısından kurtarabilir.

Bu adımı da kontrol listenize ekleyin. Doğru mikrofonları seçin.

4 Numara: Konukları Video Kaydı İçin Hazırlamamak

Podcast röportajınız sırasında bir video kaydetmeyi planlıyorsanız, konuğunuzu önceden bilgilendirmeniz çok önemli. Ünlüler, KOL’lar veya kamera önünde iyi görünmek isteyen herkes için önceden haber vermek önemli. Yerel bir ünlüyle röportaj yapıyordum ve onlara söylemeyi unuttum, bu da onların sinirlenmesine ve hayal kırıklığına uğramasına neden oldu; çünkü korumaları gereken bir imajları vardı ve kameraya hazır değillerdi.

Konuklarınıza saygı duymak ve röportajın formatı hakkında net bir şekilde iletişim kurmak, herhangi bir yanlış anlaşılma veya rahatsızlığı önlemek için çok önemli.

Unutmayın, yaklaşımınız ne kadar şeffaf ve işbirlikçi olursa konuklarınız da kendilerini o kadar rahat ve hazırlıklı hissedecektir. İyi bilgilendirilmiş bir konuğun süreçten keyif alma olasılığı daha yüksek olmakla kalmayacak, aynı zamanda daha zengin, daha ilgi çekici bir podcast bölümüne katkıda bulunacak.

Yanlış anlaşılmaları önlemek için konuklarla önceden konuşmanız gereken başka şeyler de var: Süre

Kayıt oturumunun tahmini süresini bildirin ve sorunsuz bir deneyim için zaman yönetiminin önemini vurgulayın.

Teknik Kurulum: Uzaktan bir röportaj kaydediyorsanız, tüm sanal kayıt araçları için adım adım talimatlar verin. Olası sorunları gidermek için konuğun ses kurulumunu önceden test edin.

Sorular ve Senaryo: Podcast sorularının ayrıntılı bir taslağını paylaşın ve konuktan geri bildirim veya girdi alınmasına izin verin. Spontanlığı teşvik edin ve bunun katı bir soru-cevaptan ziyade dinamik bir sohbet olduğunu bilmelerini sağlayın.

5 Numara: Kondenser Mikrofon Seçimi

Hassasiyetleri ve çok yönlülükleriyle övülen kondansatörlü mikrofonların dezavantajları da yok değil. İlk başta, bir röportajı kaydetmek için kondansatörlü bir mikrofon kullandım ve onu konuğumla arama yerleştirdim. Ancak sadece seslerimizi değil, arka plan gürültüsü, trafik ve diğer dikkat dağıtıcı unsurlar da dahil olmak üzere odadaki tüm sesleri aldığı ortaya çıktı.

Kondenser Mikrofon – Dezavantajları

İdeal olmayan akustik ortamlarda, kondansatör mikrofonlar odanın doğal yankılanmasını yükseltebilir. Bu da daha az net ve tanımlı bir ses kalitesine yol açarak post prodüksiyon çalışmalarını zorlu bir uğraş haline getirebilir.

Kondenser mikrofonların çalışması için genellikle fantom güç gerekir. Harici güç kaynaklarına olan bu bağımlılık, özellikle hareket halindeki podcast yayıncıları için veya güç erişiminin sorun olduğu kurulumlarda belirli durumlarda sınırlayıcı olabilir.

Dinamik Mikrofon – Avantajları

XLR bağlantılı dinamik mikrofonlar ses kaynaklarını izole etmede mükemmeldir. Önlerinde olanı hassas bir şekilde yakalayarak istenmeyen ortam gürültüsünü en aza indirirler.

Çok yönlüdürler ve genellikle canlı ortamlar için tercih edilirler. Stüdyo dışında çeşitli podcast senaryoları için sağlam bir yatırım olabilirler.

Çözümler

Bu nedenle, podcast röportajları için tek bir kondansatör mikrofon kullanmamanızı tavsiye ederim çünkü başka gürültüleri de alabilir.

  • Birden fazla mikrofonla nasıl podcast kaydedeceğinizi biliyorsanız, her biri için 1 tane olmak üzere en az 2 kondansatör mikrofon kullanın.
  • Eğer değilse, dinamik bir mikrofon denemelisiniz.
  • Stüdyo Ortamı: Ortam gürültüsünün yönetilebildiği kontrollü stüdyo ortamları için kondansatör ikilisi tercihiniz olabilir.

Dinamik XLR mikrofonları tercih etmek daha yüksek bir ilk yatırım gerektirebilir. Ayrıca, XLR girişleri olan bir ses arabirimine veya miksere ihtiyacınız olacaktır. Bu kurulum üstün ses kalitesi sağlarken, daha karmaşık bir ekipman kurulumunu da beraberinde getirir.

6 Numara: Tek Parça ile Kayıt

Çoklu kanal kaydetmek, başlangıçta gözden kaçırdığım çok önemli bir adım.

Yalnızca tek kanallı kayıt yaparken, her mikrofondan gelen her ses birbirine karışır. Sessiz olmaması istenmeyen seslerin kaybolmaması anlamına geliyor. Dahası, arka plan sesleri, sandalye gıcırtıları veya beklenmedik sürprizler gibi her küçük ses yüksek ve nettir. Dinleyicilerin dikkati dağılabilir ve podcast’iniz cilalı hissini kaybeder.

Her mikrofonu ayrı bir parçaya kaydederek, düzenleme işlemi sırasında mikrofonları tek tek sessize alma veya ayarlama esnekliğine sahip olursunuz.

Bu, özellikle arka plan gürültüsü veya istenmeyen seslerle uğraşırken kullanışlıdır. Birden fazla parça kaydetmek, nihai ses kalitesi üzerinde daha fazla kontrol sağlar ve daha sorunsuz bir düzenleme deneyimi sunar.

Doğru Yazılımı Seçin

Çok kanallı kaydı destekleyen bir kayıt yazılımı seçin. Popüler seçenekler şunlardır:

  • Descript
  • Audacity
  • GarageBand
  • Adobe Audition
  • Reaper

7 Numara: Telefonla Dikkat Dağıtma

Bir podcast röportajı sırasında telefonunuzu açık bırakmak dikkatinizi dağıtabilir.

Bir bildirim veya mesaj geldiğinde, doğal olarak ona bakacak ve konuğunuzla ne konuştuğunuzu unutacaksınız. Daha da kötüsü, bir ses veya telefon çalması tüm kaydınızı bozabilir.

Bu tür olaylardan kaçınmak için telefonunuzun sesini kapatmayı veya “Rahatsız Etmeyin” moduna almayı unutmayın. Aynı şeyi misafirleriniz için de yapın, onlara bunu yapmak isteyip istemediklerini sorun. Potansiyel dikkat dağıtıcı unsurları ortadan kaldırarak sorunsuz bir kayıt oturumu sağlayabilirsiniz.

8 Numara: Mikrofon Yerleşimi

Son olarak, doğrudan mikrofona konuşmanın önemini öğrendim. Şu anda kullandığım gibi dinamik bir mikrofon kullanırken, ses yalnızca doğrudan mikrofona konuşurken alınır.

Çok uzaklaşırsanız veya başınızı yana çevirirseniz, mikrofon daha az ses yakalayacaktır.

Kulaklık takmak: Yine, bu hatayı yapmayın. Podcast kulaklıkları takmak, sesinizi izlemenize ve mikrofona tutarlı bir şekilde konuştuğunuzdan emin olmanıza olanak tanır. Bu basit ayarlama podcast’inizin genel ses kalitesini büyük ölçüde artırabilir.

Boom kolu: Genellikle röportajlar için boom kolunu kullanıyorum. Ben ve konuğum konuşurken gülme veya başımızı yana eğme eğiliminde oluyoruz ve doğrudan mikrofona konuşmadığımızı unutuyoruz. Bu nedenle, boom kolunu kullanmak mikrofonu bizimle birlikte hareket ettirmemizi sağlıyor.

Podcast Hataları – Sonuç

Podcast yayıncılığı sürekli bir öğrenme sürecidir ve hataların olması kaçınılmazdır. Ancak, deneyimlerimi ve öğrendiğim dersleri paylaşarak, aynı hataları yapmaktan kaçınmanıza yardımcı olmayı umuyorum. Her zaman kayıt tuşuna basmayı, kulaklık kullanmayı, doğru mikrofonu seçmeyi, video kaydını konuklarınızla paylaşmayı, uygun mikrofon türünü seçmeyi, birden fazla parça kaydetmeyi, dikkat dağıtıcı unsurları ortadan kaldırmayı ve doğrudan mikrofona konuşmayı unutmayın.

Bu yönergeleri izleyerek podcast’inizin kalitesini artırabilir ve dinleyicilerinize keyifli ve profesyonel bir deneyim sunabilirsiniz.

Kaynak: Niall Mackay / Seven Million Bikes

Okumaya devam et
Yorum yapmak için tıklayın

Yanıt Ver

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Spotify’ın ‘video podcast’e ilgisi artıyor

Müzik akış platformu olarak ünlenen, 2018 yılından itibaren podcast tarafına da hızlı yatırımlar yaparak “sesin her şeyi olmayı” hedefleyen Spotify, video tarafında büyüme eğilimleri göstermeye devam ediyor. Spotify CEO’su Daniel Ek, bir podcast söyleşisinde bir soru üzerine, “Giderek daha fazla içerik oluşturucunun video içerik yüklediğini görüyoruz. Günümüz tüketicileri formatları çok fazla önemsemiyor. Aslında ses, video ve hatta okuma arasında çok zahmetsizce geçiş yapıyorlar, özellikle de genç tüketiciler” dedi.

Yayınlanma tarihi

=>

Müzik akış platformu olarak ünlenen, 2018 yılından itibaren podcast tarafına da hızlı yatırımlar yaparak “sesin her şeyi olmayı” hedefleyen Spotify, video tarafında büyüme eğilimleri göstermeye devam ediyor. Spotify CEO’su Daniel Ek, bir podcast söyleşisinde bir soru üzerine, “Giderek daha fazla içerik oluşturucunun video içerik yüklediğini görüyoruz. Günümüz tüketicileri formatları çok fazla önemsemiyor. Aslında ses, video ve hatta okuma arasında çok zahmetsizce geçiş yapıyorlar, özellikle de genç tüketiciler” dedi.

Spotify CEO’su Daniel Ek, bir podcast söyleşisinde soruları yanıtlarken video podcast’e ilişkin sıcak mesajlar vermeye devam etti.

Soru: Artık büyük podcast’ler büyük ölçüde münhasır olmadığına göre, sektörün büyük bir kısmı video podcast’lere kaydıkça Spotify’da podcast etkileşimi nasıl değişti? YouTube gibi bir platforma kıyasla daha fazla içerik oluşturucuyu nasıl çekiyorsunuz ve etkileşimi nasıl artırıyorsunuz?

Daniel Ek: Her şeyden önce podcast’lerde çok sağlıklı bir etkileşim görüyoruz. Video podcast’lerimizin olduğu yerlerde etkileşim, yalnızca sesli olduğunda gördüğümüzden bile daha yüksek, bu da gerçekten olumlu bir kanıt. Bu aynı zamanda içerik oluşturucular arasında organik olarak kulaktan kulağa yayılmayı da sağlıyor. Dolayısıyla giderek daha fazla içerik oluşturucunun video içerik yüklediğini görüyoruz. Halihazırda yaklaşık çeyrek milyon var. Günümüz tüketicileri formatları çok fazla önemsemiyor. Aslında ses, video ve hatta okuma arasında çok zahmetsizce geçiş yapıyorlar, özellikle de genç tüketiciler. Dolayısıyla içerik oluşturucuların da buna yanıt vereceği ve içeriklerini mümkün olduğunca çok formatta sunmaları gerektiği açık.

Daha fazla içerik oluşturucu çekmenin yolu üç şeyden oluşan bir kova. Bence ilk kova Spotify platformuna özgü şeyler. Yani podcast yayıncıları, müzisyenler gibi şeyler, daha yüksek etkileşim ve dolayısıyla daha yüksek para kazanma görecekleri için dönüştürmek ve daha fazla şey eklemek için bir tür ana kova.

Bence ikinci bir kova daha var, yani bugün zaten diğer platformlara video yüklüyorsanız, maliyetlerinizin çoğunu zaten almışsınız demektir. Dolayısıyla bu maliyeti mümkün olduğunca çok platformda amorti etmeye çalışmak sizin için çok mantıklı. Ve bunu zaten kısa tarafta birçok insanın sadece bir platforma değil, birçok platforma yükleme yaptığı yerlerde görüyorsunuz. Bu davranışın bir kısmını Spotify’da da görmeye başladık.

Ve son olarak, Spotify platformunda diğer platformlara kıyasla çok daha iyi performans gösterecek şeyler olduğunu düşünüyorum. Örneğin, daha uzun biçimli içerikler Spotify’da videoda gerçekten iyi performans gösterme eğiliminde, çünkü insanlar arka plan ve ön plan arasında gidip geliyorlar. Ve bu, bir platform olarak geriye yaslanan geçmişimiz nedeniyle Spotify’da gerçekten iyi çalışan bir şey. Yani genel olarak çok güzel görünüyor ve elbette pek çok gelişme var ve her geçen gün daha fazla içerik oluşturucu platforma geliyor.

Okumaya devam et

Haberler

Steve Goldstein: Abonelikler neden çoğu podcast yayıncısı için çözüm değil?

The New York Times ve The Times gibi büyük yayıncılar podcast yayınlarını abonelik duvarının arkasına koymaya başlarken bu, çoğu podcast yayıncısı için uygun olmayan zorlu bir modeli içeriyor. Steve Goldstein, abonelik modeli içeren podcast yaklaşımının, cazibesine rağmen, pek çok kişinin umduğu altın bilet olmayabileceğini söylüyor.

Yayınlanma tarihi

=>

The New York Times kısa bir süre önce, oyunlar, yemek pişirme ve diğer niş içeriklerdeki başarılı stratejisini yansıtarak, yeni gelir elde etmek için podcast’lerinin çoğunu bir ödeme duvarının arkasına kaydırmayı planladığını duyurdu.

Geçmişte, The Times podcast’leri için düşük reklam gelirlerinden bahsetmişti, bu nedenle ödeme duvarı hamlesi onlar için daha kazançlı bir yol olabilir. Ancak bu, çoğu podcast yayıncısı için uygun olmayan zorlu bir model.

İşte abonelik podcast yaklaşımının, cazibesine rağmen, neden pek çok kişinin umduğu altın bilet olmayabileceği.

Abonelik Ülkesinde Çok Fazla Çalkantı Var

Medya dünyasının zeki gözlemcisi Evan Shapiro da dahil olmak üzere pek çok uzman, video abonelik modelini rahatsız eden bir sorunun altını çizdi: Abone kaybı.

Abone kaybı, abonelerin aboneliklerini iptal etme oranıdır ve giderek artıyor. Netflix ve Disney+ gibi platformlar aboneleri çekmek için orijinal içeriğe büyük yatırım yapıyor ancak onları elde tutmakta zorlanıyor. Shapiro’ya göre, premium yayın platformlarının aboneleri elde tutma oranı iki yılda %73 düştü. İnsanlar kaçıyor.

Video Aboneliklerinin Doygunluğu

Göçün neden gerçekleştiğini anlamak kolay: Video abonelik pazarı bir doygunluk noktasına ulaştı. Kredi kartı faturaları acımasız olabiliyor. Çoğu tüketici halihazırda Netflix, Hulu, Disney+, Max, Peacock, Paramount+ ve Amazon Prime gibi birden fazla abonelikle hokkabazlık yapıyor. Mevcut hizmetlerin çokluğu ve birden fazla aboneliği sürdürmenin maliyeti tüketicileri daha seçici hale getirdi.

Abonelik Evrenindeki Podcast’ler

Ses tarafında, insanlar zaten Spotify ve diğer hizmetlere abonelik için ödeme yapıyor. Aslında, Spotify en yapışkanlardan biri. Ancak podcast yayıncıları abonelik başarısı konusunda benzersiz zorluklarla karşılaşıyor. İzleyicilerden başka bir program veya podcast ağı aboneliği için ödeme yapmalarını beklemek zor bir satış. Ses ortamı mükemmel ücretsiz içeriklerle doymuş durumda. Dinleyiciler çok sayıda seçeneğe sahip. Bu erişilebilirlik podcast’leri bu kadar popüler ve yaygın yapan şeyin bir parçası.

İnsanlardan podcast’iniz için ödeme yapmalarını istemek için olağanüstü olmanız ve içeriğinizin kolayca kopyalanmaması gerekir. Yüksek bir çıta.

İyi haber: Bazı insanlar ödeme yapmaya istekli. Kötü haber: Çok fazla insan değil.

Signal Hill Insights‘ın Kurucusu ve Başkanı Jeff Vidler, Kanada’daki aylık podcast dinleyicilerinin %16’sının bir podcast ya da hizmete ücretli abonelikleri olduğunu söylüyor. Bu rakamların genellikle ABD verileriyle örtüştüğünü söylüyor. Rakamları tersine çevirirsek, podcast dinleyicilerinin %84’ü ödeme yapmıyor demektir. İsterseniz bunu verimli bir arazi olarak görebilirsiniz.

Bir abonelik işi başlatmanın birden fazla yolu var.

Apple erken davrandı ama nadiren veri paylaştıkları için işlerin nasıl gittiğini anlamak zor. Duyduklarımız, dikkat çekici şovlar için bile bunun zor olabileceği, çok fazla zaman gerektirdiği ve birçoğunun (çoğu?) abone hedeflerine ulaşmakta zorlandığı yönünde.

İstisnalar da var. Tüm Patreon’da en çok içerik üreten kişi 95.000 abonesi olan Matt and Shane’s Secret Podcast adlı bir podcast. Aslında, Patreon’da en çok kazanan 15 kişiden 10’u podcast yayıncısı. 14.000’den fazla abonesi olan Last Podcast on the Left her ay 100.000 dolardan biraz daha az kazanıyor. Etkileyici ama nadide bir örnek. En popüler 40. Patreon podcast’ine geldiğinizde, 2.100’den biraz fazla destekçileri var. Son üç ayın en popüler Patreon podcast’lerini buradan görebilirsiniz.

Freemium ile Premium’u harmanlayın

Aboneliklerle başlayan podcast yayıncıları için daha uygun bir yaklaşım, genellikle temel içeriğin ücretsiz kaldığı, ancak ek, özel içeriğin premium olarak sunulduğu freemium modelidir. Bu yaklaşım, sıradan dinleyicilere ve ekstra içerik için ödeme yapmaya istekli sadık hayranlara hitap edebilir. Erişilebilirlik ve para kazanma arasında denge kurarak podcast yayıncılarının gelir potansiyelinden ödün vermeden kitlelerini büyütmelerine yardımcı olur.

Wondery, Pushkin ve Lemonada gibi podcast ağlarının durumunu düşünün. Bu şirketler, reklamların ötesinde gelir akışlarını çeşitlendirmeye yardımcı olan abonelikler sunuyor. Bu, kolay olmasa da akıllıca bir görev gibi görünüyor.

Podcaster’ın İkilemi

New York Times’ın ses girişiminin büyük bir hayranıyım. Yıllar önce, günlük bir programın nasıl yapılacağı konusunda podcast sektörüne ders verdiler ve birçok kez sınırları zorladılar.

New York Times örneğinde bile, podcast’ler ücretli ve ücretsiz bir karışım olacak. Örneğin, The Daily’nin en yeni bölümleri birkaç günlüğüne ücretsiz olacak ve kütüphane ödeme duvarının arkasında yer alacak.

Sonunun nereye varacağını kim bilebilir? Anekdot olarak, kendi ses uygulamalarının kullanımı karışıktı. Bugün bile, karışımla maymunluk yapıyorlar. Sadece uygulamada yer alan The Headlines podcast’i sık sık The Times web sitesinin ön sayfasında yer alıyor.

Yapmalı mısın?

Pek çok podcast yayıncısı aboneliği deneyip denemeyeceklerini merak ediyor. New York Times’ın podcast’leri bir ödeme duvarının arkasına koyması dikkate değer bir deney, ancak bu herkese uyan tek bir çözüm değil. Gerçek şu ki, içerik bombardımanına tutulan ortalama bir dinleyicinin, olağanüstü bir değer sunmadığı sürece bir podcast için ödeme yapması pek olası değil.

Abonelikli TV hizmetlerindeki yüksek kayıp oranları uyarıcı bir hikaye niteliğinde. Yüksek değerli içerik yaratmak, izleyici sadakatini teşvik etmek ve çeşitlendirilmiş para kazanma stratejilerini keşfetmek çoğu podcast yayıncısı için daha sürdürülebilir bir yol. Medya ortamı gelişmeye devam ettikçe, uyarlanabilirlik ve izleyici bağlantısı podcasting’de başarının temel taşları olmaya devam edecek.

Kaynak: Steve Goldstein / RainNews

 

Okumaya devam et

Haberler

Adopter Media, sunucu tarafından okunan reklamlarda yapay zekayı sınırlandırıyor

Podcast reklam ajansı Adopter Media, özgünlüğü korumak ve yapay zekanın kolaylık ve doğruluğundan yararlanmak amacıyla, ana bilgisayarda okunan reklamların yapay zeka tarafından seslendirilmesine sınırlamalar getirdi.

Yayınlanma tarihi

=>

Podcast reklam ajansı Adopter Media, özgünlüğü korumak ve yapay zekanın kolaylık ve doğruluğundan yararlanmak amacıyla, ana bilgisayarda okunan reklamların yapay zeka tarafından seslendirilmesine sınırlamalar getirdi.

Özellikle, ekleme siparişleri artık reklam metninin yapay zeka tarafından seslendirilmesine ilişkin sınırları tanımlayacak. Küçük post prodüksiyon düzeltmelerine ve “erişilebilirlik düzenlemelerine” izin verilmeye devam edilecek.

Geleneksel olarak bölüm dosyasına yerleştirilen canlı okuma ile üretilen sunucu tarafından okunan reklam kampanyalarının özellikle etkili olduğu yaygın olarak gösterildi. Bu etkililik büyük ölçüde podcasting’in en önemli tanımlayıcı değerine dayanıyor: Özgünlük.

Adopter Media yenilikçilik ve geleneksellik dengesini şu şekilde tanımlıyor:

“ADOPTER Media’da, iş akışlarımızı geliştirmek için inovasyon ve teknolojiyi savunuyoruz, ancak özgünlüğe olan bağlılığımızdan da vazgeçmiyoruz.”

Adopter Media, bir standart taşıyıcı olma çabasıyla, içerik oluşturuculara, ağlara, reklamcılara ve ajanslara benzer standartları korumaları ve kişisel onaylara olan güveni sürdürmeleri için genel bir çağrıda bulunuyor. Tam olarak bir manifesto sayılmasa da, şirketin duyurusu yapay zekanın etik kullanımı konusunda geniş bir bakış açısı sunuyor. Buradan okuyabilirsiniz.

Şirket, “Bir sunucunun izleyicileri nezdindeki güvenilirliği önemli. Sponsorlukların bunu korumaya yardımcı olmasını sağlamalıyız” diyor.

Kaynak: RainNews

Okumaya devam et

En son