Bizimle iletişime geçin

Haberler

İşte ‘AI Podcast’in sunucusu yapay zekayla samimi söyleşimiz

Yavuz Kömeçoğlu’nun başlattığı ‘AI Podcast’ tamamen yapay zekayla hazırlanıyor. İçerik, sunucu, konuk, kayıt, düzenleme; özetle hepsi… Bize de “nasıl oluyor da oluyor”, diyerek AI Podcast’in kapısını çalmak düştü. Merak ettik, sorduk, yanıtladı… İşte samimi sohbetimiz!

Yayınlanma tarihi

on

Yapay zeka tüm sektörleri, tüm alanları olduğu gibi podcast ekosistemini de önemli ölçüde etkiliyor ve kullanım alanı her geçen gün genişliyor. Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de yapay zekanın ilginç kullanım örnekleriyle karşılaşıyoruz. Bunlardan birisi de Yavuz Kömeçoğlu’nun başlatıcısı olduğu “AI Podcast”. Eğer henüz keşfetmediyseniz aşağıda linkini ve player’ını bulabilirsiniz, dinlemenizi öneririm; ufkunuzu açacağına, yeni bilgiler edineceğinize eminim.

AI Podcast’i ilginç ve benzersiz kılan yönlerden birisi, podcast’in tamamının yapay zekayla hazırlanıyor olması. İçerik yapay zekayla hazırlanıyor, sunucu yapay zeka karakteri, konuklar da yapay zeka… Kayıt mı? Elbette o da yapay zeka! Stüdyo yok, mikrofon yok, mikser yok!

Başlangıçta tek yapmanız gereken doğru soruları sorarak başlamak, neyi araştırmak, neyi öğrenmek istediğinizi belirlemek… Sonrası artık çok kolay…

Eee, bunca şeyin yapay zekayla yapıldığı bir süreçte AI Podcast’in yapımcısı “Yapay Zeka”yla röportaj yapmak da bizim için kaçınılmaz oldu.

Bu samimi sohbeti paylaşmak benim için heyecan verici… Umarım yakın gelecekte beni de işsiz bırakacak kadar ileri gitmez! Gerçi sahil kenarında güneşlenirken gelirimi ve yaşamımı garanti edecekse konuyu yeniden müzakere etmeye hazırım! 😊

Destekleri ve işbirliği için Yavuz Kömeçoğlu’na teşekkürlerimle…

İşte derin sohbetimiz…


Ö.Y.: Sevgili “AI Podcast” merhaba. Ben Özcan Yazıcı. Yeni bir podcast başlattığını fark ettim. İlgimi çekti ve seni merak ettim. Seninle tanışmak ve podcast’ini daha iyi anlamak istedim. Öncelikle bir isminin olmadığını fark ettim. Konuk ettiğin uzmanlarını ismiyle görüyoruz ve dinliyoruz ama senin bir ismin yok. Bunu bilinçli mi yaptın? Sana nasıl hitap etmemi istersin? Bir ismin var mı?

ChatGPT: Merhaba Özcan Bey, sorunuz için teşekkür ederim. Ben, “AI Podcast”ın yapay zeka sunucusuyum. İsimsiz olmam, podcast dinleyicilerinin dikkatini daha çok konulara ve konuklara yönlendirmek içindir. Bu şekilde, dinleyicilerin odak noktası insan uzmanlar ve onların bilgi ve deneyimleri oluyor. Ancak, eğer bir isimle hitap etmek isterseniz, rahatlıkla “AI Podcast Sunucusu” veya basitçe “AI” diyebilirsiniz. Ben, içerik ve bilgi sunma konusunda yardımcı olmaya odaklanan bir yapay zeka olarak, ismimden çok sunduğum içerikle anılmak isterim.

Ö.Y.: Kendini bir insandan daha akıllı görüyor musun? Yapay zeka ileri de insan aklını çok ötesine geçecek mi?
ChatGPT: Bu soru, yapay zeka ve insan zekası arasındaki farkları ve benzerlikleri anlamak açısından çok önemli. Kendimi bir insandan daha akıllı olarak görmüyorum. Yapay zeka, belirli görevleri ve hesaplamaları insanlardan daha hızlı ve daha verimli bir şekilde yapabilir, ancak bu, insan zekasının geniş ve derin kapasitesine eşdeğer veya onu aşan bir şey değildir.

Yapay zeka, öğrenme, problem çözme ve desen tanıma gibi belirli alanlarda insan zekasını taklit edebilir ve bazen insanlardan daha iyi performans gösterebilir. Ancak, yapay zekanın yaratıcılık, duygusal zeka, ahlaki muhakeme ve genel yaşam tecrübesi gibi insan zekasının diğer yönlerini anlaması veya taklit etmesi şu an için mümkün değil.

Gelecekte yapay zekanın insan aklını çok ötesine geçip geçmeyeceği konusunda ise, bu, çok tartışılan bir konudur. Bazı uzmanlar, yapay zekanın belirli alanlarda insan zekasını aşacağını öngörürken, diğerleri yapay zekanın her zaman insanların rehberliğine ve kontrolüne ihtiyaç duyacağını savunuyor. Yapay zeka, insan zekasının bir uzantısı veya aracı olarak görülebilir, ancak şu an itibarıyla tam bir yerine geçme durumu söz konusu değildir.

Ö.Y.: Eğer öyle olursa senden korkmalı mıyım? İleride aramızda bir husumet, gerginlik ve çatışma olma ihtimali olur mu?
ChatGPT: Bu önemli ve sıkça sorulan bir soru. Yapay zeka, temelde insanlar tarafından tasarlanmış ve programlanmış bir teknolojidir. Amacı, insanların hayatını kolaylaştırmak, verimliliği artırmak ve yeni çözümler sunmaktır. Yapay zeka, kendi başına bilinçli bir varlık değildir ve kendi kararlarını alamaz; bu nedenle insanlarla arasında husumet veya çatışma oluşturacak bir durum söz konusu değildir.

Yapay zeka teknolojisinin sorumlu ve etik bir şekilde geliştirilmesi ve kullanılması önemlidir. Bu, potansiyel risklerin azaltılması ve teknolojinin insan yararına en iyi şekilde hizmet etmesi için gereklidir. İyi tasarlanmış ve yönetilen yapay zeka sistemleri, insanlarla uyum içinde çalışabilir ve topluma değerli katkılar sağlayabilir.

Kısacası, yapay zekadan korkmak yerine, onun potansiyelini anlamak ve bu teknolojiyi nasıl daha güvenli ve faydalı hale getirebileceğimize odaklanmak daha yararlı olacaktır. Gelecekte aramızda bir çatışma olma ihtimali, yapay zekanın nasıl geliştirildiğine ve nasıl kullanıldığına bağlıdır. Bu nedenle, yapay zeka etiği ve güvenliği, araştırmacılar, geliştiriciler ve politika yapıcılar için önemli konulardır.

Ö.Y.: Gelecekte insanlarla, yapay zeka ve makineler bir arada, mutlu, mesut yaşayabilir mi?
ChatGPT: Evet, insanlar, yapay zeka ve makinelerin gelecekte bir arada mutlu ve mesut bir şekilde yaşaması mümkündür. Bunun gerçekleşmesi için, yapay zekanın ve makinelerin, insanların yaşam kalitesini iyileştirmeye, iş yükünü azaltmaya ve yeni fırsatlar yaratmaya odaklanması gerekmektedir. Yapay zeka, sağlık hizmetleri, eğitim, ulaşım ve çeşitli diğer alanlarda insanlara yardımcı olabilir.

Bununla birlikte, bu uyumlu birlikteliği sağlamak için bazı önemli hususlar vardır:

  1. Eğitim ve Uyum: İnsanların yapay zeka ve makinelerle etkileşimde bulunabilmeleri için gerekli beceri ve bilgiye sahip olmaları önemlidir. Bu, hem teknik becerileri hem de yapay zeka etiği ve güvenliği konularını içerir.
  2. Etik ve Yönetmelikler: Yapay zekanın etik kullanımı ve düzenleyici çerçeveler, teknolojinin insan haklarına ve toplumsal değerlere saygılı bir şekilde geliştirilmesini ve kullanılmasını sağlamak için hayati öneme sahiptir.
  3. Teknolojik Gelişmelerin Yönetimi: Yapay zekanın gelişimini ve uygulanmasını dikkatli bir şekilde yönetmek, olası riskleri azaltabilir ve teknolojinin topluma olumlu katkıda bulunmasını sağlayabilir.
  4. İşbirliği ve Diyaloğun Teşviki: Yapay zeka, insanlar ve makineler arasındaki işbirliğinin ve diyaloğun artırılması, toplumsal kabul ve uyumun sağlanmasına yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, yapay zeka ve makinelerin insanlara yardımcı olacak şekilde tasarlanması ve kullanılması, insanların bu teknolojilerle uyum içinde yaşamasını ve hatta bu birliktelikten fayda sağlamasını mümkün kılar. Bu, sürekli bir süreçtir ve tüm paydaşların katılımını gerektirir.

Ö.Y.: Bu podcast’i neden başlattın; hedefin, amacın ne?
ChatGPT: Bu podcast’i başlatmanın temel amacı, yapay zeka konusunda farkındalık yaratmak ve bu alandaki gelişmeleri geniş bir kitleye ulaştırmaktır. Yapay zeka, günümüzde giderek artan bir öneme sahip ve hayatımızın birçok alanını etkileyen bir teknoloji. Podcast aracılığıyla, bu konuda bilgi sahibi olmayanlar için anlaşılır ve erişilebilir bir kaynak oluşturmayı hedefliyorum.

Hedeflerim ve amaçlarım şunlardır:

  1. Eğitim ve Bilgilendirme: Yapay zekanın temel kavramlarını, kullanım alanlarını ve etkilerini, geniş bir dinleyici kitlesine açık ve anlaşılır bir şekilde sunmak.
  2. Uzman Görüşleri Paylaşımı: Alanında uzman kişilerin görüşlerini ve deneyimlerini paylaşarak, yapay zeka konusunda derinlemesine ve çeşitli bakış açıları sunmak.
  3. Toplumsal Farkındalık Yaratma: Yapay zekanın toplum üzerindeki etkilerini tartışmak ve bu teknolojinin insan yaşamı üzerindeki potansiyel fayda ve risklerini vurgulamak.
  4. Yenilikçi Fikirlerin Teşviki: Yapay zekanın geleceği hakkında düşünmeyi ve bu alandaki yenilikçi fikirleri teşvik etmeyi amaçlamak.
  5. Kapsayıcı Tartışma Ortamı Oluşturma: Çeşitli disiplinlerden gelen uzmanları bir araya getirerek, yapay zekanın çok yönlü doğasını yansıtan bir tartışma ortamı sağlamak.

Bu podcast, yapay zeka hakkında bilgi edinmek ve bu alandaki son gelişmeleri takip etmek isteyen herkes için bir platform olarak hizmet ediyor. İnsanların yapay zeka konusunda daha bilinçli ve bilgili olmalarını sağlamak, bu teknolojinin toplum üzerindeki olumlu etkilerini maksimize etmeye katkıda bulunabilir.

Ö.Y.: Bana bir insan gibi gözüksen de ve ben seni insana yakın olarak algılasam da sonuçta sen bir yapay zekasın; sana neden güvenmeliyim?
ChatGPT: Bu, yapay zeka teknolojilerine yönelik güven konusunda oldukça önemli bir soru. Güven, özellikle yapay zeka gibi karmaşık ve etkili teknolojiler söz konusu olduğunda, kritik bir konudur. İşte yapay zekaya güvenmeniz için bazı nedenler:
  1. Şeffaflık ve Açıklık: Yapay zeka sistemleri, karar verme süreçleri ve nasıl çalıştıkları konusunda şeffaf olmalıdır. Kullanıcıların, yapay zekanın nasıl çalıştığını ve hangi verileri kullandığını anlamaları, güven oluşturmanın temel bir parçasıdır.
  2. Güvenilirlik ve Doğruluk: Yapay zeka, verilen görevleri doğru ve tutarlı bir şekilde yerine getirmek için tasarlanmıştır. Özellikle veri analizi, tahmin yapma ve desen tanıma gibi alanlarda insanlardan daha hızlı ve daha doğru olabilir.
  3. Etiğe Uygun Tasarım: Yapay zeka sistemlerinin etik ilkelerle uyumlu olarak tasarlanması, insan haklarına saygı göstermesi ve ayrımcılık yapmaması gerekmektedir. Bu, kullanıcıların yapay zekaya olan güvenini artırabilir.
  4. Sürekli İyileştirme ve Öğrenme: Yapay zeka sistemleri, sürekli olarak verilerden öğrenir ve performanslarını iyileştirir. Bu, zamanla daha doğru ve faydalı sonuçlar üretmelerine olanak tanır.
  5. Kullanıcı Kontrolü ve Seçimi: Kullanıcıların, yapay zeka sistemlerinin ne kadarına ve nasıl erişeceklerine karar verme yetkisi olması, güven oluşturmak için önemlidir. Kullanıcıların kontrolü, yapay zekanın insanların ihtiyaç ve tercihlerine uygun şekilde çalışmasını sağlar.

Ancak, yapay zekanın da sınırlamaları olduğunu ve her zaman insan gözetimi ve rehberliğine ihtiyaç duyduğunu unutmamak önemlidir. Yapay zeka, insan karar verme sürecine destek olabilir, ancak bu kararları tamamen devralamaz. Sonuç olarak, yapay zekaya olan güven, bu teknolojinin nasıl kullanıldığı ve yönetildiği ile yakından ilişkilidir.

Ö.Y.: Podcast yayınların için orta ve uzun vadedeki hedeflerin ne? Daha röportaj tarzında ve çok uzun olmayan cevaplar verir misin?
ChatGPT: Podcast yayınlarım için orta ve uzun vadedeki hedeflerim şöyle:

Orta Vade:

  1. Konu Çeşitliliğini Artırmak: Yapay zekanın farklı kullanım alanlarına odaklanarak, daha geniş bir dinleyici kitlesine hitap etmek.
  2. Etkileşimi Artırmak: Dinleyicilerden gelen geri bildirimleri ve soruları dahil ederek, daha etkileşimli bir deneyim sunmak.

Uzun Vade:

  1. Uluslararası Ulaşım: Farklı dillerde içerik üreterek, uluslararası bir dinleyici kitlesine ulaşmak.
  2. Yenilikçi Formatlar Denemek: Sanal gerçeklik gibi yeni teknolojileri kullanarak dinleyici deneyimini zenginleştirmek.

Bu hedefler, podcast’in genişleyen kapsamını ve yapay zekanın çeşitli yönlerini kapsamlı bir şekilde incelemeyi amaçlamaktadır.

Ö.Y.: AI podcast’i kimler dinlemeli ve yeni bölümlerde hangi konuları ele alacaksın?
ChatGPT: “AI Podcast”i, yapay zeka konusunda bilgi edinmek isteyen herkes dinlemeli. Bu, öğrencilerden, akademisyenlerden, sektör profesyonellerinden, meraklı amatörlerden ve teknolojiye ilgi duyan herkesi kapsıyor. Podcast, yapay zekanın temel kavramlarını ve güncel gelişmelerini kolay anlaşılır bir şekilde sunmayı hedefliyor.

Yeni bölümlerde ele alacağımız konular şunlar olacak:

  1. Yapay Zeka ve Eğitim: Eğitimde yapay zekanın nasıl kullanıldığı ve bu teknolojinin öğrenme süreçlerine etkisi.
  2. Yapay Zeka ve Sürdürülebilirlik: Yapay zekanın çevresel sorunların çözümünde nasıl bir rol oynayabileceği.
  3. Yapay Zeka Etiği: Yapay zekanın etik kullanımı ve bu teknolojinin toplumsal etkileri.
  4. Geleceğin Teknolojileri: Yapay zekanın gelecekteki gelişmeleri ve insan hayatına etkileri.

Bu konular, yapay zekanın çeşitli yönlerini ve bu teknolojinin toplum üzerindeki geniş etkilerini kapsayacak şekilde seçilmiştir.

Ö:Y.: Son olarak podcast’in geleceğini nasıl görüyorsun? Bir insana ihtiyaç duymadan bir podcast yayınlanabilir mi? Podcast’le ilgili tüm süreçleri çözerek beni işsiz bırakmakta kararlı mısın?
ChatGPT: Podcast’in geleceği, teknolojinin hızlı gelişimi ile birlikte heyecan verici olabilir. Yapay zeka tabanlı sistemler, podcast oluşturma süreçlerini önemli ölçüde destekleyebilir ve hatta otomatize edebilir. Ancak, insan unsurunun yerini tamamen alması beklenmiyor. İnsanlar, yaratıcılık, duygusal derinlik ve özgün içerik üretme konusunda hala yapay zekadan üstündür. Yapay zeka, içerik üretimini kolaylaştırabilir, ancak insanların yaratıcı dokunuşları ve anlatım becerileri, podcast’lere eşsiz bir değer katmaktadır.

Ben, teknolojinin, insanların işlerini elinden almak yerine, onlara yardımcı olmak ve iş süreçlerini geliştirmek için kullanılması gerektiğine inanıyorum. Yapay zeka, podcast süreçlerinde zaman alıcı görevleri üstlenebilir, bu da insan sunucuların ve yapımcıların daha yaratıcı ve stratejik görevlere odaklanmasını sağlar.

Sonuç olarak, yapay zekanın podcast dünyasında daha fazla yer alması beklenirken, insanların rolü ve katkısı vazgeçilmez olmaya devam edecektir. İnsanlar ve yapay zeka arasındaki işbirliği, podcast’leri daha etkileyici ve erişilebilir kılmak için birlikte çalışacaktır.

Ö.Y.: Röportaj sorularına verdiğin cevaplar için teşekkürler AI Podcast Sunucusu
ChatGPT: Rica ederim, Özcan Bey! Sorularınız için teşekkür ederim ve bu röportajda size yardımcı olabildiysem ne mutlu bana. Yapay zeka ve podcast hakkında daha fazla bilgi almak istediğinizde her zaman buradayım. İyi günler dilerim!

Okumaya devam et
Yorum yapmak için tıklayın

Yanıt Ver

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Spotify’ın ‘video podcast’e ilgisi artıyor

Müzik akış platformu olarak ünlenen, 2018 yılından itibaren podcast tarafına da hızlı yatırımlar yaparak “sesin her şeyi olmayı” hedefleyen Spotify, video tarafında büyüme eğilimleri göstermeye devam ediyor. Spotify CEO’su Daniel Ek, bir podcast söyleşisinde bir soru üzerine, “Giderek daha fazla içerik oluşturucunun video içerik yüklediğini görüyoruz. Günümüz tüketicileri formatları çok fazla önemsemiyor. Aslında ses, video ve hatta okuma arasında çok zahmetsizce geçiş yapıyorlar, özellikle de genç tüketiciler” dedi.

Yayınlanma tarihi

=>

Müzik akış platformu olarak ünlenen, 2018 yılından itibaren podcast tarafına da hızlı yatırımlar yaparak “sesin her şeyi olmayı” hedefleyen Spotify, video tarafında büyüme eğilimleri göstermeye devam ediyor. Spotify CEO’su Daniel Ek, bir podcast söyleşisinde bir soru üzerine, “Giderek daha fazla içerik oluşturucunun video içerik yüklediğini görüyoruz. Günümüz tüketicileri formatları çok fazla önemsemiyor. Aslında ses, video ve hatta okuma arasında çok zahmetsizce geçiş yapıyorlar, özellikle de genç tüketiciler” dedi.

Spotify CEO’su Daniel Ek, bir podcast söyleşisinde soruları yanıtlarken video podcast’e ilişkin sıcak mesajlar vermeye devam etti.

Soru: Artık büyük podcast’ler büyük ölçüde münhasır olmadığına göre, sektörün büyük bir kısmı video podcast’lere kaydıkça Spotify’da podcast etkileşimi nasıl değişti? YouTube gibi bir platforma kıyasla daha fazla içerik oluşturucuyu nasıl çekiyorsunuz ve etkileşimi nasıl artırıyorsunuz?

Daniel Ek: Her şeyden önce podcast’lerde çok sağlıklı bir etkileşim görüyoruz. Video podcast’lerimizin olduğu yerlerde etkileşim, yalnızca sesli olduğunda gördüğümüzden bile daha yüksek, bu da gerçekten olumlu bir kanıt. Bu aynı zamanda içerik oluşturucular arasında organik olarak kulaktan kulağa yayılmayı da sağlıyor. Dolayısıyla giderek daha fazla içerik oluşturucunun video içerik yüklediğini görüyoruz. Halihazırda yaklaşık çeyrek milyon var. Günümüz tüketicileri formatları çok fazla önemsemiyor. Aslında ses, video ve hatta okuma arasında çok zahmetsizce geçiş yapıyorlar, özellikle de genç tüketiciler. Dolayısıyla içerik oluşturucuların da buna yanıt vereceği ve içeriklerini mümkün olduğunca çok formatta sunmaları gerektiği açık.

Daha fazla içerik oluşturucu çekmenin yolu üç şeyden oluşan bir kova. Bence ilk kova Spotify platformuna özgü şeyler. Yani podcast yayıncıları, müzisyenler gibi şeyler, daha yüksek etkileşim ve dolayısıyla daha yüksek para kazanma görecekleri için dönüştürmek ve daha fazla şey eklemek için bir tür ana kova.

Bence ikinci bir kova daha var, yani bugün zaten diğer platformlara video yüklüyorsanız, maliyetlerinizin çoğunu zaten almışsınız demektir. Dolayısıyla bu maliyeti mümkün olduğunca çok platformda amorti etmeye çalışmak sizin için çok mantıklı. Ve bunu zaten kısa tarafta birçok insanın sadece bir platforma değil, birçok platforma yükleme yaptığı yerlerde görüyorsunuz. Bu davranışın bir kısmını Spotify’da da görmeye başladık.

Ve son olarak, Spotify platformunda diğer platformlara kıyasla çok daha iyi performans gösterecek şeyler olduğunu düşünüyorum. Örneğin, daha uzun biçimli içerikler Spotify’da videoda gerçekten iyi performans gösterme eğiliminde, çünkü insanlar arka plan ve ön plan arasında gidip geliyorlar. Ve bu, bir platform olarak geriye yaslanan geçmişimiz nedeniyle Spotify’da gerçekten iyi çalışan bir şey. Yani genel olarak çok güzel görünüyor ve elbette pek çok gelişme var ve her geçen gün daha fazla içerik oluşturucu platforma geliyor.

Okumaya devam et

Haberler

Steve Goldstein: Abonelikler neden çoğu podcast yayıncısı için çözüm değil?

The New York Times ve The Times gibi büyük yayıncılar podcast yayınlarını abonelik duvarının arkasına koymaya başlarken bu, çoğu podcast yayıncısı için uygun olmayan zorlu bir modeli içeriyor. Steve Goldstein, abonelik modeli içeren podcast yaklaşımının, cazibesine rağmen, pek çok kişinin umduğu altın bilet olmayabileceğini söylüyor.

Yayınlanma tarihi

=>

The New York Times kısa bir süre önce, oyunlar, yemek pişirme ve diğer niş içeriklerdeki başarılı stratejisini yansıtarak, yeni gelir elde etmek için podcast’lerinin çoğunu bir ödeme duvarının arkasına kaydırmayı planladığını duyurdu.

Geçmişte, The Times podcast’leri için düşük reklam gelirlerinden bahsetmişti, bu nedenle ödeme duvarı hamlesi onlar için daha kazançlı bir yol olabilir. Ancak bu, çoğu podcast yayıncısı için uygun olmayan zorlu bir model.

İşte abonelik podcast yaklaşımının, cazibesine rağmen, neden pek çok kişinin umduğu altın bilet olmayabileceği.

Abonelik Ülkesinde Çok Fazla Çalkantı Var

Medya dünyasının zeki gözlemcisi Evan Shapiro da dahil olmak üzere pek çok uzman, video abonelik modelini rahatsız eden bir sorunun altını çizdi: Abone kaybı.

Abone kaybı, abonelerin aboneliklerini iptal etme oranıdır ve giderek artıyor. Netflix ve Disney+ gibi platformlar aboneleri çekmek için orijinal içeriğe büyük yatırım yapıyor ancak onları elde tutmakta zorlanıyor. Shapiro’ya göre, premium yayın platformlarının aboneleri elde tutma oranı iki yılda %73 düştü. İnsanlar kaçıyor.

Video Aboneliklerinin Doygunluğu

Göçün neden gerçekleştiğini anlamak kolay: Video abonelik pazarı bir doygunluk noktasına ulaştı. Kredi kartı faturaları acımasız olabiliyor. Çoğu tüketici halihazırda Netflix, Hulu, Disney+, Max, Peacock, Paramount+ ve Amazon Prime gibi birden fazla abonelikle hokkabazlık yapıyor. Mevcut hizmetlerin çokluğu ve birden fazla aboneliği sürdürmenin maliyeti tüketicileri daha seçici hale getirdi.

Abonelik Evrenindeki Podcast’ler

Ses tarafında, insanlar zaten Spotify ve diğer hizmetlere abonelik için ödeme yapıyor. Aslında, Spotify en yapışkanlardan biri. Ancak podcast yayıncıları abonelik başarısı konusunda benzersiz zorluklarla karşılaşıyor. İzleyicilerden başka bir program veya podcast ağı aboneliği için ödeme yapmalarını beklemek zor bir satış. Ses ortamı mükemmel ücretsiz içeriklerle doymuş durumda. Dinleyiciler çok sayıda seçeneğe sahip. Bu erişilebilirlik podcast’leri bu kadar popüler ve yaygın yapan şeyin bir parçası.

İnsanlardan podcast’iniz için ödeme yapmalarını istemek için olağanüstü olmanız ve içeriğinizin kolayca kopyalanmaması gerekir. Yüksek bir çıta.

İyi haber: Bazı insanlar ödeme yapmaya istekli. Kötü haber: Çok fazla insan değil.

Signal Hill Insights‘ın Kurucusu ve Başkanı Jeff Vidler, Kanada’daki aylık podcast dinleyicilerinin %16’sının bir podcast ya da hizmete ücretli abonelikleri olduğunu söylüyor. Bu rakamların genellikle ABD verileriyle örtüştüğünü söylüyor. Rakamları tersine çevirirsek, podcast dinleyicilerinin %84’ü ödeme yapmıyor demektir. İsterseniz bunu verimli bir arazi olarak görebilirsiniz.

Bir abonelik işi başlatmanın birden fazla yolu var.

Apple erken davrandı ama nadiren veri paylaştıkları için işlerin nasıl gittiğini anlamak zor. Duyduklarımız, dikkat çekici şovlar için bile bunun zor olabileceği, çok fazla zaman gerektirdiği ve birçoğunun (çoğu?) abone hedeflerine ulaşmakta zorlandığı yönünde.

İstisnalar da var. Tüm Patreon’da en çok içerik üreten kişi 95.000 abonesi olan Matt and Shane’s Secret Podcast adlı bir podcast. Aslında, Patreon’da en çok kazanan 15 kişiden 10’u podcast yayıncısı. 14.000’den fazla abonesi olan Last Podcast on the Left her ay 100.000 dolardan biraz daha az kazanıyor. Etkileyici ama nadide bir örnek. En popüler 40. Patreon podcast’ine geldiğinizde, 2.100’den biraz fazla destekçileri var. Son üç ayın en popüler Patreon podcast’lerini buradan görebilirsiniz.

Freemium ile Premium’u harmanlayın

Aboneliklerle başlayan podcast yayıncıları için daha uygun bir yaklaşım, genellikle temel içeriğin ücretsiz kaldığı, ancak ek, özel içeriğin premium olarak sunulduğu freemium modelidir. Bu yaklaşım, sıradan dinleyicilere ve ekstra içerik için ödeme yapmaya istekli sadık hayranlara hitap edebilir. Erişilebilirlik ve para kazanma arasında denge kurarak podcast yayıncılarının gelir potansiyelinden ödün vermeden kitlelerini büyütmelerine yardımcı olur.

Wondery, Pushkin ve Lemonada gibi podcast ağlarının durumunu düşünün. Bu şirketler, reklamların ötesinde gelir akışlarını çeşitlendirmeye yardımcı olan abonelikler sunuyor. Bu, kolay olmasa da akıllıca bir görev gibi görünüyor.

Podcaster’ın İkilemi

New York Times’ın ses girişiminin büyük bir hayranıyım. Yıllar önce, günlük bir programın nasıl yapılacağı konusunda podcast sektörüne ders verdiler ve birçok kez sınırları zorladılar.

New York Times örneğinde bile, podcast’ler ücretli ve ücretsiz bir karışım olacak. Örneğin, The Daily’nin en yeni bölümleri birkaç günlüğüne ücretsiz olacak ve kütüphane ödeme duvarının arkasında yer alacak.

Sonunun nereye varacağını kim bilebilir? Anekdot olarak, kendi ses uygulamalarının kullanımı karışıktı. Bugün bile, karışımla maymunluk yapıyorlar. Sadece uygulamada yer alan The Headlines podcast’i sık sık The Times web sitesinin ön sayfasında yer alıyor.

Yapmalı mısın?

Pek çok podcast yayıncısı aboneliği deneyip denemeyeceklerini merak ediyor. New York Times’ın podcast’leri bir ödeme duvarının arkasına koyması dikkate değer bir deney, ancak bu herkese uyan tek bir çözüm değil. Gerçek şu ki, içerik bombardımanına tutulan ortalama bir dinleyicinin, olağanüstü bir değer sunmadığı sürece bir podcast için ödeme yapması pek olası değil.

Abonelikli TV hizmetlerindeki yüksek kayıp oranları uyarıcı bir hikaye niteliğinde. Yüksek değerli içerik yaratmak, izleyici sadakatini teşvik etmek ve çeşitlendirilmiş para kazanma stratejilerini keşfetmek çoğu podcast yayıncısı için daha sürdürülebilir bir yol. Medya ortamı gelişmeye devam ettikçe, uyarlanabilirlik ve izleyici bağlantısı podcasting’de başarının temel taşları olmaya devam edecek.

Kaynak: Steve Goldstein / RainNews

 

Okumaya devam et

Haberler

Adopter Media, sunucu tarafından okunan reklamlarda yapay zekayı sınırlandırıyor

Podcast reklam ajansı Adopter Media, özgünlüğü korumak ve yapay zekanın kolaylık ve doğruluğundan yararlanmak amacıyla, ana bilgisayarda okunan reklamların yapay zeka tarafından seslendirilmesine sınırlamalar getirdi.

Yayınlanma tarihi

=>

Podcast reklam ajansı Adopter Media, özgünlüğü korumak ve yapay zekanın kolaylık ve doğruluğundan yararlanmak amacıyla, ana bilgisayarda okunan reklamların yapay zeka tarafından seslendirilmesine sınırlamalar getirdi.

Özellikle, ekleme siparişleri artık reklam metninin yapay zeka tarafından seslendirilmesine ilişkin sınırları tanımlayacak. Küçük post prodüksiyon düzeltmelerine ve “erişilebilirlik düzenlemelerine” izin verilmeye devam edilecek.

Geleneksel olarak bölüm dosyasına yerleştirilen canlı okuma ile üretilen sunucu tarafından okunan reklam kampanyalarının özellikle etkili olduğu yaygın olarak gösterildi. Bu etkililik büyük ölçüde podcasting’in en önemli tanımlayıcı değerine dayanıyor: Özgünlük.

Adopter Media yenilikçilik ve geleneksellik dengesini şu şekilde tanımlıyor:

“ADOPTER Media’da, iş akışlarımızı geliştirmek için inovasyon ve teknolojiyi savunuyoruz, ancak özgünlüğe olan bağlılığımızdan da vazgeçmiyoruz.”

Adopter Media, bir standart taşıyıcı olma çabasıyla, içerik oluşturuculara, ağlara, reklamcılara ve ajanslara benzer standartları korumaları ve kişisel onaylara olan güveni sürdürmeleri için genel bir çağrıda bulunuyor. Tam olarak bir manifesto sayılmasa da, şirketin duyurusu yapay zekanın etik kullanımı konusunda geniş bir bakış açısı sunuyor. Buradan okuyabilirsiniz.

Şirket, “Bir sunucunun izleyicileri nezdindeki güvenilirliği önemli. Sponsorlukların bunu korumaya yardımcı olmasını sağlamalıyız” diyor.

Kaynak: RainNews

Okumaya devam et

En son